Başakşehir'de
önemli bir taraftar topluluğu vardı bu akşam… 21:45 gibi ulaşım açısından kötü
bir saat insanları etkilememiş ve siyah-beyaz sevgisi, tüm
"statsızlık" sorununa rağmen; Fatih Terim Stadı'nı doldurmuştu. Şenol
Güneş'in hafta başındaki çağrıları işe yaramış gibiydi, liderin güzel futbolunu
izlemek isteyen yaklaşık 17 bin kişi vardı tribünlerde… Ligin en çok gol atan
takımının, ligin en az gol yiyen takımını ağırlaması açısından da ilginç bir
müsabaka futbolseverleri bekliyordu. Şenol Güneş, takipçilerinin kazandığı
haftada puan kaybı yaşamamak hedefindeyken; Rıza Çalımbay'da savunma ağırlıklı
futbolu sürdürerek Beşiktaş'a karşı sürpriz yapma amacındaydı. Ev sahibinde
Şenol Güneş, cezalı Ersan Gülüm'ün yerine sonunda Alexander Milosevic'i
düşünmüş ve İsveçli'ye şans vermişti. Yaz döneminde İsveç ümit milli takımıyla
harika bir U21 turnuvası geçiren Milosevic, takımda mutlaka düşünülmesi gereken
isimlerden… Kasımpaşa teknik direktörü Rıza Çalımbay ise; Bozhikov'un yerine
sakatlığı geçen Omeruo'ya stoperde görev verdi. Scarione'nin yerine defansif
özellikli Hakan Arslan ve Del Valle yerine de Adem Büyük, konuk ekibin diğer
değişiklikleriydi.
İlk
yarıya Beşiktaş etkisiz ataklarıyla başlarken; Kasımpaşa ise savunma
güvenliğini elden bırakmamıştı. İlk 20 dakikanın bu şekilde geçmesinin ardından
konuk ekip golü buldu. Beşiktaş defansında Milosevic'ten seken topta, Tunay
Torun'a çok iyi bir pas çıkardı. Son haftaların formda golcüsü Eren Derdiyok da
sert bir şutla kaleci Tolga'yı mağlup etti ve Kasımpaşa 1-0 öne geçti. Beşiktaş,
golle birlikte şok yaşasa da bunu çabuk kırdı ve hemen beraberlik golünü buldu.
Soldan kullanılan kornerde, Kasımpaşa kalecisi Isaksson topu
uzaklaştıramayınca, Rhodolfo dokundu ve durum 1-1 oldu. Dakikalar 40'ı
gösterdiğinde ise, Kasımpaşa adına Ryan Donk sahnedeydi. Yaklaşık 28 metreden
çok sert bir şut çıkardı ve köşeye giden top kaleci Tolga hamle yapmayınca gol
oldu. Bu golle 2-1'i yakalayan Kasımpaşa, ilk yarının bitiş düdüğüyle birlikte
soyunma odasına 2-1 galip girdi. Kasımpaşa ilk yarı için son 25 dakikalık
bölümde etkili bir futbol ortaya koyarken; ev sahibi Beşiktaş ise üçüncü
bölgede çok verimsizdi. Gomez bir şeyler yapmak istiyor; ancak takım
arkadaşları ona destek vermiyordu.
Sosa ve
Gökhan hareket getirdi
İlk
yarıdaki futboldan memnun olmayan Beşiktaş teknik direktörü Şenol Güneş, ikinci
yarıya değişikliklerle başladı. Necip-Sosa ve Quaresma-Gökhan Töre
değişiklikleriyle birlikte Beşiktaş, ikinci yarıda daha etkili olan taraftı.
Kasımpaşa geriye çekilirken; Beşiktaş oyunun kontrolünü eline aldı. Bunun
sonucunda da beraberlik golünü çabuk buldu. Sosa'nın orta sahada yerden uzun
pasını iyi değerlendiren Mario Gomez ceza sahası içine girdi ve sert şutla
durumu 2-2'ye getirdi. Ligdeki 8. sayısını kaydeden Panzer, fiziksel ve mental
anlamda ligin nen formda forveti olduğunu bir kez daha kanıtladı. Beraberliğin
ardından Beşiktaş, oyunu tam anlamıyla rakip kaleye yıksa da; golü bulan yine
konuk ekip oldu. Kasımpaşa, belki de ikinci yarıdaki tek kontrasında, gole
uzandı. Savunmada Rhodolfo-Milosevic ikilisinin anlaşmazlığında; yine
Milosevic'in sektirdiği topta; günün başarılı isimlerinden Andre Castro, Eren
Derdiyok'a şık bir pas attı. Eren de risksiz bir vuruşla takımını 3-2 öne
geçirirken maçtaki ikinci golünü kaydetti. Yaşadığı ağır sakatlıktan sonra
formda bir dönüş yapan Eren Derdiyok, beşinci maçında 4. golünü kaydetmiş oldu.
Golden
sonra Şenol Güneş son kozunu stoper Milosevic'i çıkarıp forvet Cenk'i oyuna
sürerek yaparken; Rıza Çalımbay'dan ise art arda defansif oyuncu değişiklikleri
geldi. Mağlup duruma düşüşünün ardından yine oyunu rakip kaleye yıkan Beşiktaş,
aradığı teselliye uzatma dakikalarında ulaştı. Donk'un eline çarpan top
sonrasında Cüneyt Çakır, tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Gerçekten,
pozisyon net bir şekilde penaltıydı. Aksini iddia edenler, kendi takımları elle
gol atarken; ses etmeyen insanlar tamamen… Topun başına geçen Oğuzhan Özyakup,
top ve kaleciyi farklı köşelere gönderince durum 3-3'e geldi. Son dakikalar da
orta saha mücadelesi şeklinde geçince; Beşiktaş iç sahada önemli 2 puan
kaybetmiş oldu.
Soru
işareti Tolga
Beşiktaş'ın
liderliğe oturuşunda çıkışta performansıyla katkıda bulunan Tolga Zengin, bugün
sahanın en kötülerindendi Siyah-Beyazlılar adına… Yediği üç golde de hamle
yapabilecek en az 1-2'sini kurtarabilecek durumdaydı. O ise ya ağır kaldı ya da
hamle yapmamayı tercih etti. Tipik "bir ay iyi gidip, iki ay mental
anlamda sorunlar yaşayan Tolga" performansını sergiledi bu gece… Beşiktaş,
hedeflerini yukarıya koyduysa Tolga ile bunları başarabilmesi çok zor. Eskiden
Cordoba, Asper örneklerini gördüğümüz gibi, kaleye yabancı ve deneyimli bir
isim transfer edilmeli.. Bunun için de listemde kesinlikle 2 isim var.
Birincisi, Cech'in transfer edilişi sonrası Arsenal'de formayı unutan David
Ospina… Uygun bir bedelle alınabilirse, Beşiktaş için ideal bir kaleci… İkinci
isim ise, PSG'da mutsuz görünen Salvatore Sirigu! Deneyimli İtalyan,
alınabilirse tecrübesiyle Beşiktaş'a avantaj sağlayacaktır. Çok beklemeden,
devre arasında tüm şartlar zorlanarak bu iki isimden biri kadroya katılmalıdır.
Siyah-Beyazlılar için bir eleştirim de savunmaya… Ev sahibinde savunma, bazı
günler çabuk dağılıyor, çok top sektiriyor ve pozisyonunu çabuk kaybedebiliyor.
Bugün de onlardan biriydi. Bu savunma hattı, ilerisi için iyi sinyaller
vermedi. Uygun bedelli yabancı bir stoper veya anlaşama zemini sağlanarak
yapılacak bir Serdar Aziz hamlesi, devre arasında Beşiktaş'ın işini
kolaylaştırabilir.Savunma ile orta saha arasındaki yer yer ortaya çıkan kargaşa
da Vei ve Tolgay'ın dönüşüyle ortadan kalkacaktır.
Beiktaş'ın
bugün ilginç bir futbol oynadığını da unutmayalım… Siyah-Beyazlılar, galibiyet
için skor ararken; çok silik bir oyun ortaya koydu bu gece… Tam tersine,
beraberlik golü aradığı dakikalarda ise, günün en iyi futbolunu oynadılar. Ev
sahibi adına, böyle bir ters orantı vardı bu gece…
Gelelim
Kasımpaşa'ya… Öncelikle Nantes'tan transfer edilen Fransız sol bek Olivier
Veigneau, ligimize inanılmaz formsuz başladı. Hatalarda devam eden formsuz
performansını bu hafta da sürdürdü. Rıza Çalımbay ona 72 dakika nasıl
dayanabildi, gerçekten çok şaşırdım. Bu vasatın altında performansıyla 30
yaşındaki sol bekin ve Kasımpaşa'nın sol kanadının işi hiç kolay değil… Son 2
hafta, onlar için bu konuda büyük bir uyarı oldu. Diğer bir konu ise, Kasımpaşa'nın
sanki 1970'lerdeymiş gibi oynadığı sıkıcı futbol… İstanbul ekibi, yine
oynatmamak üzerine sahadaydı ve özellikle ikinci yarıda sanki futbolla hiç
alakası yoktu. Mourinho tabiriyle otobüs çektiler ve tüm topları ileriye veya
taca şişirdiler. Zaten bu şekilde topla oynama oranları çok düştü. Rıza
Çalımbay'ı çok severim; ancak bu sistem Kasımpaşa'ya hiç yakışmıyor. Futbol,
sahada oynanan rekabetli oyunla güzel; rakibi oynatmayarak ve kapanarak değil…