Aslında maça konsantre olabilmek zordu bugün... Ankara canımızı yaktı, nefesimizi kesti. Bu hain saldırının sorumlusunu çok da uzakta aramamak gerek; ancak bu saldırının bugün milli heyecanın önüne geçtiği gerçek.... Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyorum.
Gelelim milli maça... EURO 2016'ya direkt olarak katılmayı
garantileyen Çek Cumhuriyeti, yedek ağırlıklı bir kadro ile sahadaydı.
Teknik direktör Vrba, büyük turnuva öncesi tüm oyuncularını süzüyor;
kimi yanına alacağına karar vermek istiyordu. Türkiye kadrosunda ise
aslında Arda forvette ve sistem değişik veya Umut'u bekliyordum. Cenk
Tosun'u görünce ise tatlı bir şaşkınlık oldu. Milli Takımlar Sorumlusu
Fatih Terim'in kadro konusunda egolarından kurtulmuş olması beni mutlu
etti. Savunma ve orta saha kurgusu da bozulmazken; sadece sağ kanatta
Hollanda maçındaki gibi Oğuzhan yer aldı ve Gökhan Töre bu maçta da
kızağa çekildi.
Milli takımda sadece Burak Yılmaz'a bağımlı
kalmak, o olmadığında da Umut Bulut'a katlanmak gerçekten sinir
bozucuydu. Cenk Tosun, gelecek günler için iyi bir hamle... Nitekim ilk
yarıda Milli takımımız iyi oynamasa da; ileride Cenk-Oğuzhan ikilisinin
Beşiktaş'taki o kolej takımı havasını ülke takımına taşıdıklarını
gördük. Şener Özbayraklı ve Caner Erkin'de iki-üç haftadır devam eden
bariz bir form düşüklüğü vardı. Bunu çoğumuz arkadaş sohbetlerinde hep
dile getirdi. Bu iki yıldız, ilk yarıda da vasatı aşamadı. Ozan Tufan da
vasatı aşamayanlardandı. Arda Turan'ın ise liderliğini yansıtamadığını
gördük. Halbuki Barcelona'nın cezası nedeniyle maç eksiği fazla olan
Arda Kaptan'a en çok ihtiyacımız olduğu zamanlar....
İlk yarı,
isabetli şutu olmayan bir ilk yarıydı. Çek Cumhuriyeti topa daha çok
sahip olan ve daha çok atak oynayan taraftı. Takım halinde savunmaya ve
hücuma destek verdiler. Turnuvayı garantileseler bile sistemlerinden
ödün vermemeleri, tebriği hak ediyor. Çekler adına ilk yarının en çok
parlayan ismi Pavel Kaderabek'ti. Football Manager hastası olarak 2 sene
önce bizzat kendim bulup çıkardığım Kaderabek, reel futbol yaşamında
ise beklenen patlamayı geçtiğimiz yıl yaptı. İşte o Kaderabek, maçta ilk
yarının en etkili ismiydi. Ofansif bir bek olarak görevini fazlasıyla
yaptı. Çekler'in hücuma çıktığı hemen hemen her topta, mutlaka bir
Kaderabek etkisi vardı. Bu arada maçın başlarında Cenk'in golünde ofsayt
kararının doğru olduğunu söylemeyi unutmayalım.
Rüzgarı tersine çevirdik
İkinci
yarıya da Çek Cumhuriyeti daha iyi başlayan taraftı. Ev sahibi Dockal
ile maçın ilk isabetli şutunu da buldu, Volkan başarılıydı. Öte yandan
Milli takımımız, devre arasında Fatih Terim'den azar yemişçesine topla
oynama konusunda daha etkiliydi. Özellikle 52. dakikadan itibaren
direncini giderek arttırarak ataklarını çoğalttı. Bunun karşılığını da
penaltı golüyle aldı. Çek Cumhuriyeti ceza sahası içinde Serdar Aziz
çekilince, hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun başındaki Selçuk İnan
topu ve kaleciyi farklı yönlere göndererek Türkiye'yi 1-0 öne geçirdi.
Selçuk, Milli takım formasıyla 7. golünü atmış oldu. Ardından Cenk,
yerini Volkan Şen'e bıraktı. Böylelikle maç başında beklediğim üzere
Arda merkeze geçmiş oldu. Ve Volkan'ın girişiyle Türkiye daha da
canlandı. Sol kanatta Volkan ile bulduğumuz net şans, auta
çıktı.Volkan'ın arzulu oyunu, Türkiye'nin üçüncü bölgede daha fazla
kalmasını sağladı, önemli bir artı oldu.
Çek Cumhuriyeti'nin
iyice oyundan düşmesiyle Türkiye kontrolü eline aldı. Bu bölümde Arda ve
Volkan'ın inisiyatif alışı oyun görüşümüzü rahatlattı.Böylelikle ikinci
golü bulduk. Arda'nın milimetrik pasında 79'da topla buluşan Hakan
Çalhanoğlu, düzgün bir vuruşla skoru 2-0'a getirdi. Bu golde, Arda'nın o
özlediğimiz lider özelliğini de görmüş olduk.
Özellikle ilk
yarıdaki futbolu çoğu kişi için kötü olabilir; ancak ben Türkiye'nin bu
gece tam da oynamak zorunda olduğu gibi oynadığını düşünüyorum. İlk
yarıda topun arkasına geçilerek rakip tartıldı. İkinci yarıda ise, rahat
rakibi karşısında dizginleri eline alarak şansını aradı ve 52-75 arası
23 dakikalık bölüm buna yetti. Zaten Türkiye'nin karakteri bu: "hedef
maçlarımızı her zaman iyi oynuyoruz!" 2-0 galibiyetle birlikte alınan 3
puan; bu kötü günde bir nebze olsun nefes aldırdı. Salı günü Konya'da
şölen havasında bir maç oynayacağız garantilemiş İzlanda ile... Üstelik 1
puan alma lüksümüz de olacak. Play-Off'lar için kapının eşiğinden
girmek üzereyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder