Acısıyla
tatlısıyla, sevinciyle hüznüyle, golleriyle şık hareketleriyle bir futbol
sezonunu daha geride bıraktık Türkiye'de… 2015-2016 sezonu, Hasan Doğan Sezonu
denilerek onore edilirken; bu yıl Spor Toto Süper Lig'de mutlu sona ulaşan ekip
Beşiktaş oldu. Teknik direktör Şenol Güneş, Beşiktaş'ın üzerine bir güneş gibi
doğdu ve Siyah-Beyazlılar, en yakın rakibi Fenerbahçe'yi saf dışı bırakarak 79
puanla şampiyon oldu. Bu şampiyonluk, Karakartal'ın toplamda 14. şampiyonluğu
oluyordu.
Mario Gomez,
Samuel Eto'o, Wesley Sneijder, Lukas Podolski, Robin Van Persie gibi önemli
dünya yıldızlarının bulunduğu Spor Toto Süper Lig 2015-2016 sezonunda, sürpriz
futbolcular ve sürpriz takımlar da performanslarıyla ön plana çıktı. Aşağıda
değerlendirdiğim sezonun enleri, kesinlikle kendi araştırmalarım dahilinde ve
futbolcuların bu yılki formuna göre yapılıyor. Neredeyse hatasız bir 11 yaptım,
eleştirileriniz de olursa açığım… İsterseniz Yılın 11'i ile başlayalım…
Spor Toto Süper Lig Yılın İlk 11'i
Volkan Demirel - Fenerbahçe
Takımı son
düzlükte şampiyonluğu kaybetmiş olsa da; Fenerbahçe teknik direktörü Vitor
Pereira'nın sisteminde formuyla dikkat çekti. 34 yaşındaki Volkan Demirel,
kariyerinin son dönemlerinde belki de en formda sezonunu geçirdi. Spor Toto
Süper Lig'in 2015-2016 sezonunda Sarı-Lacivertli formayı tam 32 kez giyen
deneyimli kaleci, bu süreçte kalesinde sadece 24 gol gördü. Bunun yanında, tam
17 maçta kalesini gole kapadı ve rakip takımlara geçit vermedi. Toplam 2880
dakika forma giydi. Bu performansı, takımına şampiyonluk kazandırmazken; Volkan
Demirel'i ise sorgusuz sualsiz Yılın 11'inin kalecisi yaptı. Belki bir daha bu
etkiyi yaratamayacak, Volkan Demirel'in 2015-2016 sezonu unutulmamalı…
Jagos Vukovic - Torku Konyaspor
Bu yıl
stoperlerin ekstra performansları yüzünden; dörtlü savunmamı üç stoper orjinli
isimden oluşturmak zorunda kaldım. Bu kararımda etkili olan isimlerin başında
ise Torku Konyaspor'lu Jagos Vukovic geliyor. 2014 yılı kış transfer döneminde
Konya'ya adım atan Vukovic, tam iki buçuk yıldır sessiz sedasız görevini
yapıyor. Savunma ağırlıklı teknik direktör Aykut Kocaman'ın takımın başına
geçmesiyle birlikte, bu yıl ligde gerçekleştirilen Yşil-Beyaz sürprizde baş rol
oynadı. Müdahaleleri hep yerindeydi, arkadaşlarının açıklarını kapadı ve
savunmada liderlik görevini üstlendi. Bununla da kalmadı, forma giydiği 32
maçta 4 gol atmayı başardı. Toplam 2880 dakika forma giydi.
Simon Kjaer - Fenerbahçe
Football Manager
oyunlarından test edip aşık olduğumuz, maçlarını canlı izledikten sonra da
savunmada bizi kendine hayran bırakan Simon Kjaer; 2015-2016 sezonunda
Fenerbahçe'nin yaptığı en iyi transfer oldu diyebiliriz kesinlikle…
Uche-Högh'lü yılların bitişinden bu yana komple bir stoper eksikliği yaşayan
Fenerbahçe, bu eksikliğini Kjaer ile gidermiş oldu. İsminin okunuşu Türk spor
medyasında fazlasıyla tartışıldı, ancak sahadaki kalitesi ve sahada verdiği
güven herkesin birlik olduğu noktaydı. Ligue 1 gibi sert bir ligde Lille
takımında fazlasıyla deneyim kazandı ve bu yıl Türkiye'de adeta üniversite
eğitiminin üzerine master yaptı. Bu yıl Süper Lig'de 28 maçta forma giydi, 2 de
gol kaydetti. Toplam 2498 dakika sahada kaldı. Yüksek top tekniği, geriden oyun
kuruşu, adam adama becerisi, kafa toplarındaki ustalığı ve pozisyon bilgisi
gibi pek çok konuda modern stoperin nasıl olacağı hakkında minik örnekler
verdi.
Yalçın Ayhan - Medipol Başakşehir
Beşiktaş ile
gerçekleşemeyen transferi sonrası psikolojik açıdan zor günler geçiren Yalçın
Ayhan, çabuk toparlamayı bildi ve Başakşehir'in tekrardan Avrupa Ligi biletini
kapmasında deneyimiyle önemli rol oynadı. Yaşı 34'e gelmesine rağmen,
Başakşehir formasıyla her maç neredeyse hatasız bir futbol sergiledi ve
Abdullah Avcı için önemli bir sigorta oldu. 2015-2016 sezonunda ligin tüm
maçlarında forma giyme başarısı gösterdi. 34 yaşındaki stoper, ayrıca bu sezon
kariyerinin en golcü yılını da geçirmiş oldu. Toplam 3030 dakika forma giydi. Yalçın
Ayhan forma giydiği 34 maçta 6 gol ve 3 asistlik katkısıyla takımına hayat
verdi. Bu performansı sonrası, çoğu spor otoritesi, onun milli takımla
Fransa'ya gitmesini bile savundu. Belki Fatih Hoca'dan aradığı şansı bulamadı
ve Abdullah Avcı kendisine fazlasıyla güveniyor.
Eren Albayrak - Çaykur Rizespor
Hikmet Karaman
yönetimindeki Çaykur Rizespor'un bu yılki vasat futboluna rağmen; Eren
Albayrak'ı bundan ayrı tutmasam hata ederdim. Geçtiğimiz yıl da kadroma aldığım
Eren Albayrak, 2015-2016 sezonunda da o performansının altına düşmedi ve hatta
daha fazla kuvvetlendi. 25 yaşındaki sol bek, tam günümüzde aradığımız
beklerden… Oyunu iki yönlü olarak da çok iyi okuyor, bunun yanında yüksek hücum
özellikleriyle de ön plana çıkıyor. Bunda sol açık menşeili olmasının da payı
var. Hücuma çıkmayı çok seviyor ve bunu da asistleriyle taçlandırıyor.
Karadeniz ekibiyle bu yıl ligde 21 maçta forma giyebildi, 8 asist yaptı. Toplam
1649 dakika sahada kaldı. Başarılı performansının ödülünü, sezon sonunda
Başakşehir'e imza atarak aldı. Abdullah Avcı yönetiminde, gelişimini merakla
bekliyorum.
Atiba Hutchinson - Beşiktaş
Kanadalı orta
saha oyuncusu Atiba Hutchinson, ikinci baharını kesinlikle 2013 yılında geldiği
Beşiktaş'ta yaşıyor. 33 yaşındaki Kanadalı, Siyah-Beyazlı formayla geçirdiği 3
sezonda taraftarın sevgilisi olmakla kalmadı, Beşiktaş'ta adeta bir beyin, bir
merkez görevi gördü. Oyunun en sıkıştığı anlarda takım arkadaşlarının Atiba'ya
pas vermesi, onlar adına büyük bir rahatlama demekti. Tecrübeli ön libero sağa,
sola, öne ve arkaya verdiği paslarla takımı oldukça rahatlatırdı. Şenol Güneş
yönetimindeki Beşiktaş'ta 2015-2016 sezonunda daha da ön plana çıktı. Spor Toto
Süper Lig'de bu yıl tüm maçlarda forma giydi. Bunun yanında tek bir sarı kart
ve kırmızı kart görmemesiyle dikkat çekti. Toplam 2161 başarılı pasıyla, orta
sahada şampiyonun emniyet kemeri oldu. Yüzde 93'lük başarılı pas yüzdesi oranı
yakalayarak bu alanda ligin zirvesinde yer aldı. Toplam 3004 dakika sahada
kaldı. Tüm bu başarılı istatistiklerine, 2 de gol ekledi. Özellikle Başakşehir
maçında 1 puanı getiren kafa golü, belki de şampiyonluk için çok büyük önem
taşıdı. 2016-2017 sezonu için de hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi'nde en büyük
güvence olacak.
Oğuzhan Özyakup - Beşiktaş
Şenol Güneş'in
Beşiktaş'a imza attığı andan itibaren yaptığı ilk iş Oğuzhan'ın üzerinde durmak
ve onu geliştirmek oldu. Arsenal altyapısından yetişen ve 2012'de Beşiktaş'ın
bünyesine katılan Oğuzhan Özyakup, Beşiktaş formasıyla kariyerinin en etkili
performansını gösterdi. Oyunun hücum yönünde daha çok inisiyatif alırken; savunma
yönünü de oldukça geliştirdi Şenol Güneş ile… Bu performansıyla kendisine milli
takım kapılarını sonuna kadar açtırdı. Süper Lig'de 31 maçta forma giydi, 9 gol
ve 7 asistlik performansıyla dikkat çekti. Toplam 2554 dakika sahada kaldı. Atiba'nın
ardından ligde 2000 pasla en çok pas atan ve en iyi pas yüzdesine sahip ikinci
isim oldu.
Edin Visca - Medipol Başakşehir
Bosna Hersek,
Bosna Hersek olalı böyle bir rüzgar, böyle bir performans görmedi. Bosnalı
kanat oyuncusu Edin Visca, takımı Medipol Başakşehir'in ligi 4. sırada
bitirerek Avrupa Ligi'ne katılım hakkı kazanmasında doğrudan rol oynadı.
İstanbul ekibi adına pek çok maçta inisiyatifi eline aldı. Hızı, tekniği, adam
geçme becerisi, şutları ve son vuruş yeteneğiyle mükemmel bir yıl geçirdi. Bu
yıl Spor Toto Süper Lig'de 34 maçta da forma giydi, 17 gol ve 5 asistlik
performansıyla yılın en iyi futbolcularından biri oldu. Toplam 3057 dakika
sahada kaldı. Onu tribünden veya ekran başından izlemek büyük bir keyif haline
geldi. Sağ kulvarı adeta tırnaklarıyla kazıyarak hak etti takımımda…
Jose Sosa - Beşiktaş
Beşiktaş'ta bir
türlü beklenilen patlamayı yapamayan ve 2015-2016 sezonu başlarken gidici
gözüyle bakılan Jose Sosa, teknik direktör Şenol Güneş yönetiminde adeta
yeniden doğdu. Özellikle ligin ikinci yarısında yükselen form grafiğiyle dikkat
çekti, takımının formsuz anlarında tek başına sahneye çıktı ve büyük bir
cesaretle puanları takımına kazandırdı. Arjantinli orta saha, 7 gol ve 12
asistlik performansıyla Beşiktaş'ın şampiyonluğunda önemli rol oynadı. Yaptığı
12 asistle Süper Lig'de bu yıl "Asist Kralı" oldu. Oyun görüşü,
pasları, duran toplardaki etkinliği gibi konularda dikkat çekti. Çıktığı 31
maçta toplam 2483 dakika sahada kaldı.
Samuel Eto'o - Antalyaspor
Kariyerinde Real
Madrid, Barcelona, Inter ve Chelsea gibi önemli sayfalar olan Kamerunlu
futbolcu, aslında bir vizyon projesi olarak Antalyaspor'a kazandırıldı. Yaşının
35 oluşu ve ne kadar iyi oynayabileceği gibi konularda çokça eleştirildi.
Kamerunlu bitirici forvet, tüm bu eleştiriler karşısında susarak, her seferinde
Antalya'da mutlu olduğunu söyleyerek ve sahadaki golleriyle cevap verdi.
"Eto'o bitmiş!" denilen 35 yaşındaki Kamerunlu, Güney ekibiyle bu yıl
31 maça çıktı. Bitiriciliğiyle 20 gol ve 6 asistlik bir performans gösterdi.
Eski günlerinden pek bir şey kaybetmediğini gösteren Eto'o, toplam 2747 dakika
sahada kaldı. Bunun yanında, takımda liderlik rolünü de harika bir şekilde
üstlendi.
Mario Gomez - Beşiktaş
Stuttgart ve
Bayern Münih'te geçirdiği harika yılların ardından Fiorentina'da yaşadığı ağır
sakatlıklar nedeniyle duraklama dönemine giren Mario Gomez; Şenol Güneş
yönetimindeki Beşiktaş'ta tekrar yükselişe geçti. İlk önce eskisinden daha
kuvvetli bir fiziğe kavuştu, özgüvenini yükseltti ve bunun sonucunda da golleri
yağmur gibi geldi. Karakartal ile Süper Lig'de bu yıl 33 maça çıktı; 26 gol ve
6 asistlik performansıyla tek başına 32 gole katkı verdi, Beşiktaş'ın
şampiyonluğunda en büyük rolü oynadı. Toplam 2700 dakika sahada kaldı. Şampiyonluk
senesinde kaydettiği 26 golle bu yıl "Gol Kralı" oldu. Beşiktaş'taki
bu diriliş performansı, ona tekrardan Almanya milli takımının kapılarını açtı.
Yılın Teknik Direktörü: ŞENOL GÜNEŞ
2002 Dünya
Kupası'nda milli takımımızla yaşadığı üçüncülük, Güney Kore'de teknik
direktörlüğünü olgunlaştırması, yurda dönüşte Trabzonspor'u şahlandırarak son
anda kaçırdığı şampiyonluk ve yakın geçmişte Bursaspor ile ligi alt üst edişi…
Bu yıl ise Beşiktaş'ın başına geçen Şenol Güneş, Siyah-Beyazlı kulübe adeta bir
güneş gibi doğdu. Kariyerindeki ilk şampiyonluğu Beşiktaş ile kazanırken;
taraflı tarafsız tüm spor otoritelerinden tam not aldı. Beşiktaş'ın 14.
şampiyonluğunda tam yetkiliydi. Daha imza attığı ilk gün taraftara kendini çok
sevdirdi ve iki taraf arasında mükemmel bir sevgi bağı kuruldu. Mario Gomez'i
eski günlerine döndürdü ve gol kralı yarattı, Jose Sosa'ya kariyer rekorunu
kırdırdı, Oğuzhan'ı elmas gibi işledi. Daha ne olsun ki, Şenol Güneş gerçekten
büyük bir hoca ve Beşiktaş'ın başına gelmiş en büyük nimet… Onun bilgi,deneyim
ve becerileriyle Beşiktaş, 2016-2017 sezonunda da büyük favori… Deneyimli hoca,
Beşiktaş'a üçüncü yıldızı kazandıran isim olmak istiyor.
Yılın Takımı: BEŞİKTAŞ
En son 7 yıl
önce, Mustafa Denizli yönetiminde şampiyon olabilen Beşiktaş; mutlu sona
ulaşabilmek için 2016'ya kadar büyük bir hasret çekti. 2015-2016 sezonunda
takımın başına Şenol Güneş'in takımın başına getirilmesiyle birlikte taşlar
yerine oturdu ve oldukça yetenekli kadro birbiriyle kenetlendi. 79 puanla
şampiyonluk ipini göğüslerlerken; ligin en iyi futbol oynayan takımı oldular.
2015-2016
sezonunda ligde rakip filelere 75 gol gönderen Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'in
en golcü takımı unvanını da kazandı. Ligin gol ve asist kralları da şampiyondan
çıktı. Her şeyden öte Beşiktaş artık güzel futbol oynayan, hücumcu, cesur, önde
basan bir takım haline geldi. Anlayacağınız, yılın takımı için tüm ibreler
Beşiktaş'ı gösteriyor.
Yılın Futbolcusu: MARIO GOMEZ
Alman forvet
Mario Gomez, Fiorentina'da geçirdiği kötü günlerin izlerini Beşiktaş'ta sildi.
Şenol Güneş yönetimindeki Siyah-Beyazlılarda Almanya günlerinden bile daha iyi
bir fiziğe ulaştı. Bu durum da onun gol yollarındaki formunu direkt olarak
etkiledi. Beşiktaş 2015-2016 sezonunda toplamda 14. şampiyonluğuna koşarken;
Mario Gomez de 26 golü ve 6 asistiyle en büyük katkıyı verdi. Bu attığı 26
golle birlikte sezonun gol kralı unvanını da elde etti. Beşiktaş'ın en fazla
gol atan yabancı futbolcusu oldu. Bu performansıyla Almanya milli takımının
kapıları da ona açıldı. 33 numaralı formasıyla Türkiye'de geçirdiği 1 yılda,
taraftarın sevgilisi oldu. Şimdi her Beşiktaşlı, onun takımda kalması için her
gün dua ediyor.
Yılın Çıkışı: CENK TOSUN-SİNAN GÜMÜŞ
Cenk Tosun,
2015-2016 sezonunda Avrupa'nın önemli futbolcularını geride bıraktı ve oyuna
sonradan girip en çok katkı veren futbolcu olarak zirvede yer aldı. Genç
forvet, sonradan oyuna dahil olduğu maçlarda 5 gol atıp 4 de asist yaparak
Beşiktaş'a hayat veren isim oldu. Başakşehir karşısında takımı canlandırması,
Akhisar maçında 1 puanı getiren golü, Galatasaray derbisinde Gomez'e yaptığı
asistle şampiyonlukta önemli rol oynadı. Ligde 29 maçta forma giydi, toplamda
693 dakika sahada kaldı. Bu performansıyla, Türkiye milli takımının da birinci
santrforu haline geldi. Şenol Güneş etkisiyle, harika bir çıkış yaptı.
Ancak Türkiye,
Galatasaray formasıyla da başka bir çıkış gördü. Genç futbolcu Sinan Gümüş,
Galatasaray U-21 takımında golleriyle yaptığı çıkışı as takımda da sürdürdü.
Hızı, çalımları, tekniği ve gelişmiş bitiriciliğiyle dikkat çeken genç
futbolcu, az forma şansı bulsa bile taraftarın sevgilisi olmayı başardı.
Gelecek sezon için de Galatasaray kadrosunda önemli bir yere sahip… O yüzden
Cenk Tosun, aslında "Yılın Çıkışı" ödülünü Sinan Gümüş ile
paylaşıyor. Bu paylaşımı yapmasaydım, Sinan'a büyük haksızlık etmiş olurdum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder