1 Haziran 2016 Çarşamba

Spor Toto Süper Lig 2015-2016 Sezonu Değerlendirmesi


Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle hüznüyle, golleriyle şık hareketleriyle bir futbol sezonunu daha geride bıraktık Türkiye'de… 2015-2016 sezonu, Hasan Doğan Sezonu denilerek onore edilirken; bu yıl Spor Toto Süper Lig'de mutlu sona ulaşan ekip Beşiktaş oldu. Teknik direktör Şenol Güneş, Beşiktaş'ın üzerine bir güneş gibi doğdu ve Siyah-Beyazlılar, en yakın rakibi Fenerbahçe'yi saf dışı bırakarak 79 puanla şampiyon oldu. Bu şampiyonluk, Karakartal'ın toplamda 14. şampiyonluğu oluyordu.
Mario Gomez, Samuel Eto'o, Wesley Sneijder, Lukas Podolski, Robin Van Persie gibi önemli dünya yıldızlarının bulunduğu Spor Toto Süper Lig 2015-2016 sezonunda, sürpriz futbolcular ve sürpriz takımlar da performanslarıyla ön plana çıktı. Aşağıda değerlendirdiğim sezonun enleri, kesinlikle kendi araştırmalarım dahilinde ve futbolcuların bu yılki formuna göre yapılıyor. Neredeyse hatasız bir 11 yaptım, eleştirileriniz de olursa açığım… İsterseniz Yılın 11'i ile başlayalım…
Spor Toto Süper Lig Yılın İlk 11'i
Volkan Demirel - Fenerbahçe
Takımı son düzlükte şampiyonluğu kaybetmiş olsa da; Fenerbahçe teknik direktörü Vitor Pereira'nın sisteminde formuyla dikkat çekti. 34 yaşındaki Volkan Demirel, kariyerinin son dönemlerinde belki de en formda sezonunu geçirdi. Spor Toto Süper Lig'in 2015-2016 sezonunda Sarı-Lacivertli formayı tam 32 kez giyen deneyimli kaleci, bu süreçte kalesinde sadece 24 gol gördü. Bunun yanında, tam 17 maçta kalesini gole kapadı ve rakip takımlara geçit vermedi. Toplam 2880 dakika forma giydi. Bu performansı, takımına şampiyonluk kazandırmazken; Volkan Demirel'i ise sorgusuz sualsiz Yılın 11'inin kalecisi yaptı. Belki bir daha bu etkiyi yaratamayacak, Volkan Demirel'in 2015-2016 sezonu unutulmamalı…
Jagos Vukovic - Torku Konyaspor
Bu yıl stoperlerin ekstra performansları yüzünden; dörtlü savunmamı üç stoper orjinli isimden oluşturmak zorunda kaldım. Bu kararımda etkili olan isimlerin başında ise Torku Konyaspor'lu Jagos Vukovic geliyor. 2014 yılı kış transfer döneminde Konya'ya adım atan Vukovic, tam iki buçuk yıldır sessiz sedasız görevini yapıyor. Savunma ağırlıklı teknik direktör Aykut Kocaman'ın takımın başına geçmesiyle birlikte, bu yıl ligde gerçekleştirilen Yşil-Beyaz sürprizde baş rol oynadı. Müdahaleleri hep yerindeydi, arkadaşlarının açıklarını kapadı ve savunmada liderlik görevini üstlendi. Bununla da kalmadı, forma giydiği 32 maçta 4 gol atmayı başardı. Toplam 2880 dakika forma giydi.
Simon Kjaer - Fenerbahçe
Football Manager oyunlarından test edip aşık olduğumuz, maçlarını canlı izledikten sonra da savunmada bizi kendine hayran bırakan Simon Kjaer; 2015-2016 sezonunda Fenerbahçe'nin yaptığı en iyi transfer oldu diyebiliriz kesinlikle… Uche-Högh'lü yılların bitişinden bu yana komple bir stoper eksikliği yaşayan Fenerbahçe, bu eksikliğini Kjaer ile gidermiş oldu. İsminin okunuşu Türk spor medyasında fazlasıyla tartışıldı, ancak sahadaki kalitesi ve sahada verdiği güven herkesin birlik olduğu noktaydı. Ligue 1 gibi sert bir ligde Lille takımında fazlasıyla deneyim kazandı ve bu yıl Türkiye'de adeta üniversite eğitiminin üzerine master yaptı. Bu yıl Süper Lig'de 28 maçta forma giydi, 2 de gol kaydetti. Toplam 2498 dakika sahada kaldı. Yüksek top tekniği, geriden oyun kuruşu, adam adama becerisi, kafa toplarındaki ustalığı ve pozisyon bilgisi gibi pek çok konuda modern stoperin nasıl olacağı hakkında minik örnekler verdi.
Yalçın Ayhan - Medipol Başakşehir
Beşiktaş ile gerçekleşemeyen transferi sonrası psikolojik açıdan zor günler geçiren Yalçın Ayhan, çabuk toparlamayı bildi ve Başakşehir'in tekrardan Avrupa Ligi biletini kapmasında deneyimiyle önemli rol oynadı. Yaşı 34'e gelmesine rağmen, Başakşehir formasıyla her maç neredeyse hatasız bir futbol sergiledi ve Abdullah Avcı için önemli bir sigorta oldu. 2015-2016 sezonunda ligin tüm maçlarında forma giyme başarısı gösterdi. 34 yaşındaki stoper, ayrıca bu sezon kariyerinin en golcü yılını da geçirmiş oldu. Toplam 3030 dakika forma giydi. Yalçın Ayhan forma giydiği 34 maçta 6 gol ve 3 asistlik katkısıyla takımına hayat verdi. Bu performansı sonrası, çoğu spor otoritesi, onun milli takımla Fransa'ya gitmesini bile savundu. Belki Fatih Hoca'dan aradığı şansı bulamadı ve Abdullah Avcı kendisine fazlasıyla güveniyor.
Eren Albayrak - Çaykur Rizespor
Hikmet Karaman yönetimindeki Çaykur Rizespor'un bu yılki vasat futboluna rağmen; Eren Albayrak'ı bundan ayrı tutmasam hata ederdim. Geçtiğimiz yıl da kadroma aldığım Eren Albayrak, 2015-2016 sezonunda da o performansının altına düşmedi ve hatta daha fazla kuvvetlendi. 25 yaşındaki sol bek, tam günümüzde aradığımız beklerden… Oyunu iki yönlü olarak da çok iyi okuyor, bunun yanında yüksek hücum özellikleriyle de ön plana çıkıyor. Bunda sol açık menşeili olmasının da payı var. Hücuma çıkmayı çok seviyor ve bunu da asistleriyle taçlandırıyor. Karadeniz ekibiyle bu yıl ligde 21 maçta forma giyebildi, 8 asist yaptı. Toplam 1649 dakika sahada kaldı. Başarılı performansının ödülünü, sezon sonunda Başakşehir'e imza atarak aldı. Abdullah Avcı yönetiminde, gelişimini merakla bekliyorum.
Atiba Hutchinson - Beşiktaş
Kanadalı orta saha oyuncusu Atiba Hutchinson, ikinci baharını kesinlikle 2013 yılında geldiği Beşiktaş'ta yaşıyor. 33 yaşındaki Kanadalı, Siyah-Beyazlı formayla geçirdiği 3 sezonda taraftarın sevgilisi olmakla kalmadı, Beşiktaş'ta adeta bir beyin, bir merkez görevi gördü. Oyunun en sıkıştığı anlarda takım arkadaşlarının Atiba'ya pas vermesi, onlar adına büyük bir rahatlama demekti. Tecrübeli ön libero sağa, sola, öne ve arkaya verdiği paslarla takımı oldukça rahatlatırdı. Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş'ta 2015-2016 sezonunda daha da ön plana çıktı. Spor Toto Süper Lig'de bu yıl tüm maçlarda forma giydi. Bunun yanında tek bir sarı kart ve kırmızı kart görmemesiyle dikkat çekti. Toplam 2161 başarılı pasıyla, orta sahada şampiyonun emniyet kemeri oldu. Yüzde 93'lük başarılı pas yüzdesi oranı yakalayarak bu alanda ligin zirvesinde yer aldı. Toplam 3004 dakika sahada kaldı. Tüm bu başarılı istatistiklerine, 2 de gol ekledi. Özellikle Başakşehir maçında 1 puanı getiren kafa golü, belki de şampiyonluk için çok büyük önem taşıdı. 2016-2017 sezonu için de hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi'nde en büyük güvence olacak.
Oğuzhan Özyakup - Beşiktaş
Şenol Güneş'in Beşiktaş'a imza attığı andan itibaren yaptığı ilk iş Oğuzhan'ın üzerinde durmak ve onu geliştirmek oldu. Arsenal altyapısından yetişen ve 2012'de Beşiktaş'ın bünyesine katılan Oğuzhan Özyakup, Beşiktaş formasıyla kariyerinin en etkili performansını gösterdi. Oyunun hücum yönünde daha çok inisiyatif alırken; savunma yönünü de oldukça geliştirdi Şenol Güneş ile… Bu performansıyla kendisine milli takım kapılarını sonuna kadar açtırdı. Süper Lig'de 31 maçta forma giydi, 9 gol ve 7 asistlik performansıyla dikkat çekti. Toplam 2554 dakika sahada kaldı. Atiba'nın ardından ligde 2000 pasla en çok pas atan ve en iyi pas yüzdesine sahip ikinci isim oldu.
Edin Visca - Medipol Başakşehir
Bosna Hersek, Bosna Hersek olalı böyle bir rüzgar, böyle bir performans görmedi. Bosnalı kanat oyuncusu Edin Visca, takımı Medipol Başakşehir'in ligi 4. sırada bitirerek Avrupa Ligi'ne katılım hakkı kazanmasında doğrudan rol oynadı. İstanbul ekibi adına pek çok maçta inisiyatifi eline aldı. Hızı, tekniği, adam geçme becerisi, şutları ve son vuruş yeteneğiyle mükemmel bir yıl geçirdi. Bu yıl Spor Toto Süper Lig'de 34 maçta da forma giydi, 17 gol ve 5 asistlik performansıyla yılın en iyi futbolcularından biri oldu. Toplam 3057 dakika sahada kaldı. Onu tribünden veya ekran başından izlemek büyük bir keyif haline geldi. Sağ kulvarı adeta tırnaklarıyla kazıyarak hak etti takımımda…
Jose Sosa - Beşiktaş
Beşiktaş'ta bir türlü beklenilen patlamayı yapamayan ve 2015-2016 sezonu başlarken gidici gözüyle bakılan Jose Sosa, teknik direktör Şenol Güneş yönetiminde adeta yeniden doğdu. Özellikle ligin ikinci yarısında yükselen form grafiğiyle dikkat çekti, takımının formsuz anlarında tek başına sahneye çıktı ve büyük bir cesaretle puanları takımına kazandırdı. Arjantinli orta saha, 7 gol ve 12 asistlik performansıyla Beşiktaş'ın şampiyonluğunda önemli rol oynadı. Yaptığı 12 asistle Süper Lig'de bu yıl "Asist Kralı" oldu. Oyun görüşü, pasları, duran toplardaki etkinliği gibi konularda dikkat çekti. Çıktığı 31 maçta toplam 2483 dakika sahada kaldı.
Samuel Eto'o - Antalyaspor
Kariyerinde Real Madrid, Barcelona, Inter ve Chelsea gibi önemli sayfalar olan Kamerunlu futbolcu, aslında bir vizyon projesi olarak Antalyaspor'a kazandırıldı. Yaşının 35 oluşu ve ne kadar iyi oynayabileceği gibi konularda çokça eleştirildi. Kamerunlu bitirici forvet, tüm bu eleştiriler karşısında susarak, her seferinde Antalya'da mutlu olduğunu söyleyerek ve sahadaki golleriyle cevap verdi. "Eto'o bitmiş!" denilen 35 yaşındaki Kamerunlu, Güney ekibiyle bu yıl 31 maça çıktı. Bitiriciliğiyle 20 gol ve 6 asistlik bir performans gösterdi. Eski günlerinden pek bir şey kaybetmediğini gösteren Eto'o, toplam 2747 dakika sahada kaldı. Bunun yanında, takımda liderlik rolünü de harika bir şekilde üstlendi.
Mario Gomez - Beşiktaş
Stuttgart ve Bayern Münih'te geçirdiği harika yılların ardından Fiorentina'da yaşadığı ağır sakatlıklar nedeniyle duraklama dönemine giren Mario Gomez; Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş'ta tekrar yükselişe geçti. İlk önce eskisinden daha kuvvetli bir fiziğe kavuştu, özgüvenini yükseltti ve bunun sonucunda da golleri yağmur gibi geldi. Karakartal ile Süper Lig'de bu yıl 33 maça çıktı; 26 gol ve 6 asistlik performansıyla tek başına 32 gole katkı verdi, Beşiktaş'ın şampiyonluğunda en büyük rolü oynadı. Toplam 2700 dakika sahada kaldı. Şampiyonluk senesinde kaydettiği 26 golle bu yıl "Gol Kralı" oldu. Beşiktaş'taki bu diriliş performansı, ona tekrardan Almanya milli takımının kapılarını açtı.
Yılın Teknik Direktörü: ŞENOL GÜNEŞ

2002 Dünya Kupası'nda milli takımımızla yaşadığı üçüncülük, Güney Kore'de teknik direktörlüğünü olgunlaştırması, yurda dönüşte Trabzonspor'u şahlandırarak son anda kaçırdığı şampiyonluk ve yakın geçmişte Bursaspor ile ligi alt üst edişi… Bu yıl ise Beşiktaş'ın başına geçen Şenol Güneş, Siyah-Beyazlı kulübe adeta bir güneş gibi doğdu. Kariyerindeki ilk şampiyonluğu Beşiktaş ile kazanırken; taraflı tarafsız tüm spor otoritelerinden tam not aldı. Beşiktaş'ın 14. şampiyonluğunda tam yetkiliydi. Daha imza attığı ilk gün taraftara kendini çok sevdirdi ve iki taraf arasında mükemmel bir sevgi bağı kuruldu. Mario Gomez'i eski günlerine döndürdü ve gol kralı yarattı, Jose Sosa'ya kariyer rekorunu kırdırdı, Oğuzhan'ı elmas gibi işledi. Daha ne olsun ki, Şenol Güneş gerçekten büyük bir hoca ve Beşiktaş'ın başına gelmiş en büyük nimet… Onun bilgi,deneyim ve becerileriyle Beşiktaş, 2016-2017 sezonunda da büyük favori… Deneyimli hoca, Beşiktaş'a üçüncü yıldızı kazandıran isim olmak istiyor.
Yılın Takımı: BEŞİKTAŞ
En son 7 yıl önce, Mustafa Denizli yönetiminde şampiyon olabilen Beşiktaş; mutlu sona ulaşabilmek için 2016'ya kadar büyük bir hasret çekti. 2015-2016 sezonunda takımın başına Şenol Güneş'in takımın başına getirilmesiyle birlikte taşlar yerine oturdu ve oldukça yetenekli kadro birbiriyle kenetlendi. 79 puanla şampiyonluk ipini göğüslerlerken; ligin en iyi futbol oynayan takımı oldular. 2015-2016 sezonunda ligde rakip filelere 75 gol gönderen Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'in en golcü takımı unvanını da kazandı. Ligin gol ve asist kralları da şampiyondan çıktı. Her şeyden öte Beşiktaş artık güzel futbol oynayan, hücumcu, cesur, önde basan bir takım haline geldi. Anlayacağınız, yılın takımı için tüm ibreler Beşiktaş'ı gösteriyor.
Yılın Futbolcusu: MARIO GOMEZ
Alman forvet Mario Gomez, Fiorentina'da geçirdiği kötü günlerin izlerini Beşiktaş'ta sildi. Şenol Güneş yönetimindeki Siyah-Beyazlılarda Almanya günlerinden bile daha iyi bir fiziğe ulaştı. Bu durum da onun gol yollarındaki formunu direkt olarak etkiledi. Beşiktaş 2015-2016 sezonunda toplamda 14. şampiyonluğuna koşarken; Mario Gomez de 26 golü ve 6 asistiyle en büyük katkıyı verdi. Bu attığı 26 golle birlikte sezonun gol kralı unvanını da elde etti. Beşiktaş'ın en fazla gol atan yabancı futbolcusu oldu. Bu performansıyla Almanya milli takımının kapıları da ona açıldı. 33 numaralı formasıyla Türkiye'de geçirdiği 1 yılda, taraftarın sevgilisi oldu. Şimdi her Beşiktaşlı, onun takımda kalması için her gün dua ediyor.
Yılın Çıkışı: CENK TOSUN-SİNAN GÜMÜŞ
Cenk Tosun, 2015-2016 sezonunda Avrupa'nın önemli futbolcularını geride bıraktı ve oyuna sonradan girip en çok katkı veren futbolcu olarak zirvede yer aldı. Genç forvet, sonradan oyuna dahil olduğu maçlarda 5 gol atıp 4 de asist yaparak Beşiktaş'a hayat veren isim oldu. Başakşehir karşısında takımı canlandırması, Akhisar maçında 1 puanı getiren golü, Galatasaray derbisinde Gomez'e yaptığı asistle şampiyonlukta önemli rol oynadı. Ligde 29 maçta forma giydi, toplamda 693 dakika sahada kaldı. Bu performansıyla, Türkiye milli takımının da birinci santrforu haline geldi. Şenol Güneş etkisiyle, harika bir çıkış yaptı.

Ancak Türkiye, Galatasaray formasıyla da başka bir çıkış gördü. Genç futbolcu Sinan Gümüş, Galatasaray U-21 takımında golleriyle yaptığı çıkışı as takımda da sürdürdü. Hızı, çalımları, tekniği ve gelişmiş bitiriciliğiyle dikkat çeken genç futbolcu, az forma şansı bulsa bile taraftarın sevgilisi olmayı başardı. Gelecek sezon için de Galatasaray kadrosunda önemli bir yere sahip… O yüzden Cenk Tosun, aslında "Yılın Çıkışı" ödülünü Sinan Gümüş ile paylaşıyor. Bu paylaşımı yapmasaydım, Sinan'a büyük haksızlık etmiş olurdum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder