6 Haziran 2016 Pazartesi

Saygıyı Kendisi Kazanan Adam: Mats Hummels


Küresel bir spor olarak futbol; pek çok duyguyu ve evrensel pek çok kavramı bünyesinde barındırır. Bu duygular ve kavramlar, zihnimizde futbolu anlamlandırmamızı sağlar. Böylelikle futbola gönül verecek sebepleri de kolaylıkla bulmuş oluruz. Sevinç ve hüzün futbolda yoğun olarak yaşadığımız duygular olurken; üstat yazar Simon Kuper'in de dediği gibi "Futbolun sadece futbol olmadığı" kavramının yanında, adaletlilik ve adaletsizlik kavramları da sıkça konuşulur. Mats Hummels'in durumu ise bir "saygı" hikayesi; yani futbolun içinde barındırdığı kavramlardan geliyor. Bayern Münih kulübünde profesyonel olan Hummels, Bavyera ekibinden adeta kapı dışarı edilir gibi kovuldu ve Borussia Dortmund'a aforoz edildi. Alman oyuncu, burada gösterdiği performansla dünyanın sayılı stoperlerinden biri olurken; 2016-2017 sezonundan itibaren forma giyeceği Bayern'e tekrar imza attı. Bu imza farklıydı; Hummels, büyük bir saygı kazanarak adeta Bavyera ekibine pabucunu ters giydirmişti.

Bayern ile Profesyonel Oldu

Mats Hummels, futbola Bayern Münih'in U17 takımında başladı. Burada tam bir buçuk yıl geçirdikten sonra, bir üst takım olan U19'a geçiş yaptı. Ocak 2005'te U19 takımına geçen Alman savunmacı, burada 33 maç forma giydi. Kariyerinin belki de en golcü sezonunu 11 sene önce geçiren Hummels, 33 maçta rakip fileleri tam 8 kez sarstı. Burada da emek verdiği bir buçuk senenin ardından Bayern II onu fark etti ve Temmuz 2006'da sözleşme imzalanarak profesyonel yapıldı. Bayern Münih II'de 42 maça çıkan Mats Hummels, burada 42 maçta forma giydi ve 5 gol kaydedebildi. Teknik kadronun dikkatini bir türlü çekemeyen Hummels'in Bayern Münih ile as takım kariyeri ise 2006-2007 sezonunda 1 ve 2007-2008 sezonunda 1 olmak üzere toplam 2 maçla sınırlı kaldı.


İkinci takımdayken yetenek olarak çok gelişmemiş bulunan ve biraz ağır görülen Hummels; Bayern Münih as takımıyla çıktığı iki maçta da ne taraftara ne de teknik kadroya beğendirebildi kendini… As takımda da fizik olarak yeterli görülmedi. Performansı ve fiziği hakkında acımasız yorumlar yapılan Hummels, bu ağır eleştiriler yüzünden asla üzülmedi. Onun sırrı çalışmakta saklıydı. Çok çalışacaktı, yılmayacaktı ve gelecekte varabileceği en üst noktaya varacaktı. O da öyle yaptı.

Dortmund Kanatlarının Altına Aldı

Fizik olarak yetersiz bulunan Mats Hummels'in kısa sürede gönderilmesi kararlaştırıldı. Ona kapılarını açan Bundesliga'nın bir diğer büyük ekibi Borussia Dortmund oldu. Aslında sakatlık üzücü bir durum olsa da; Dortmund'da yaşanan bir sakatlık, Hummels'in oldukça gelişmesini sağladı. Dortmund ile yeni sözleşme imzalayan Subotic önemli bir sakatlık geçirmiş ve 2008-2009 sezonunun büyük bölümünde forma giyememişti. Hummels, o dönem formayı sırtına geçirdi ve o sezon 28 maçta oynayarak adından söz ettirmeye başladı. Sarı-Siyahlıların savunma anlayışının, daha kiralıkken temel taşı oldu. Bu performansıyla birlikte kiralık sözleşmesinin bitişiyle birlikte Borussia Dortmund, Bavyera ekibinde beğenilmeyen Mats Hummels'i 4 Milyon Euro bonservis bedeliyle transfer etti.


Sonrası mı? Sonrası gayet açık… 2010-2011 ve 2011-2012 sezonlarında Jürgen Klopp yönetiminde mükemmel bir takım oyunu ve etkileyici bir futbolla kazanılan iki Bundesliga şampiyonluğu… 2012-2013 ve 2013-2014 sezonlarında kazanılan Bundesliga ikinciliği ve bu yıl yeni teknik direktörleri Thomas Tuchel'in boyunduruğundan gelen bir ikincilik daha… Bunun yanında 2012-2013 sezonunda Avrupa'nın en büyük kupası olan Şampiyonlar Ligi'nde finalist oldular. Bundesliga'da sarı bir devrim imza atan Borussia Dortmund taraftarlarına bu başarıları yaşatırken; Mats Hummels de gemisinin başındaydı. Her sezon daha çok güçlendi ve her gelen başarıyla birlikte oyununu daha da geliştirdi Hummels…Borussia Dortmund formasını tam 309 kez sırtına geçirdi, bu süreçte 25 gol attı ve 16 asist yaptı. 2009 yılında Hummels'in yaptığı Borussia Dortmund tercihi, onu günümüzde dünyanın en tepesine çıkardı. Hummels şu an oyun kontrolü, savunma bilgisi, kademe anlayışı, ayağına hakim oluşu, pas ve geriden oyun kurma yetenekleriyle tek başına "modern stoper" kavramının sözlük karşılığı oluyor günümüzde…

Milli takım kariyeri mi? 2007-2010 arası Almanya U21 takımına seçilen Mats Hummels, 21 maçta forma giyebildi. U21 kategorisine, 5 golle katkıda bulunabildi. Almanya milli futbol takımında ilk maçına ise 13 Mayıs 2010'da Malta karşısında çıktı. 46. dakikada Serdar Taşçı'nın yerine oyuna dahil olan Hummels, o tarihten itibaren milli formayı kolay kolay bırakmadı ve teknik direktör Joachim Löw'ün gözdesi oldu. Almanya'nın Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası zaferlerinde önemli rol oynadı, savunmada sigorta görevi gördü.


Hatasını Anlayan Bayern…

Mıdern stoper tanımının en büyük temsilcilerinden olan Mats Hummels, en çok geriden oyun kurma ve pas yetenekleri sayesinde Liverpool, Bayern Münih ve Manchester United gibi devlerin transfer listesine girdi. Aslında bu hikayede, Hummels-Bayern ilişkisi için "Geçti Bor'un pazarı,sür eşeğini Niğde'ye" tamlamasını düşünüyordum, ancak yanıldım. Altyapıdan yıldızlar üretmek yerine kapitalist futbol düzeninde zengin olmayı seçen Bayern, her sezon Bundesliga'nın en iyilerini transfer ederek takımda toplama geleneğini sürdürdü. Bundesliga'daki diğer 17 takım Bayern Münih'in bu dominasyonuna engel olamazken; Bavyera ekibinin bu anlayışına eklenen son halka Mats Hummels transferi oldu.


Liglerinin sona ermesinin hemen ardından Bayern Münih, fazla vakit kaybetmedi. Borussia Dortmund'un 27 yaşındaki stoperini 38 Milyon Euro bonservis bedeliyle kadrosuna kattı. Borussia Dortmund'ta efsane olan ve kaptanlığa yükselen Mats Hummels için oldukça zor bir karardı. Ancak futbol 11 kişiyle oynanan ve sonunda Borussia Dortmund'un yıldızlarının gemiyi terk ettiği bir oyundu. Hummels kaptan da gemisini terk ederek; çıkacağı son uzun yolculuk için daha büyük bir gemiyle anlaştı. Hepsinden önemlisi de zamanında apar topar bacadan kovulduğu kulübüne 2016 yılında büyük bir saygınlık kazanarak kapıdan adım atması oldu. Futbolda önemli bir ders olarak anlatılabilecek bir hikaye, aynı zamanda Hummels'in saygı kavramını tek başına nasıl kazandığının dışavurumu… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder