31 Ekim 2015 Cumartesi

İnatla Gelen Beraberlik


Başakşehir'de önemli bir taraftar topluluğu vardı bu akşam… 21:45 gibi ulaşım açısından kötü bir saat insanları etkilememiş ve siyah-beyaz sevgisi, tüm "statsızlık" sorununa rağmen; Fatih Terim Stadı'nı doldurmuştu. Şenol Güneş'in hafta başındaki çağrıları işe yaramış gibiydi, liderin güzel futbolunu izlemek isteyen yaklaşık 17 bin kişi vardı tribünlerde… Ligin en çok gol atan takımının, ligin en az gol yiyen takımını ağırlaması açısından da ilginç bir müsabaka futbolseverleri bekliyordu. Şenol Güneş, takipçilerinin kazandığı haftada puan kaybı yaşamamak hedefindeyken; Rıza Çalımbay'da savunma ağırlıklı futbolu sürdürerek Beşiktaş'a karşı sürpriz yapma amacındaydı. Ev sahibinde Şenol Güneş, cezalı Ersan Gülüm'ün yerine sonunda Alexander Milosevic'i düşünmüş ve İsveçli'ye şans vermişti. Yaz döneminde İsveç ümit milli takımıyla harika bir U21 turnuvası geçiren Milosevic, takımda mutlaka düşünülmesi gereken isimlerden… Kasımpaşa teknik direktörü Rıza Çalımbay ise; Bozhikov'un yerine sakatlığı geçen Omeruo'ya stoperde görev verdi. Scarione'nin yerine defansif özellikli Hakan Arslan ve Del Valle yerine de Adem Büyük, konuk ekibin diğer değişiklikleriydi.

İlk yarıya Beşiktaş etkisiz ataklarıyla başlarken; Kasımpaşa ise savunma güvenliğini elden bırakmamıştı. İlk 20 dakikanın bu şekilde geçmesinin ardından konuk ekip golü buldu. Beşiktaş defansında Milosevic'ten seken topta, Tunay Torun'a çok iyi bir pas çıkardı. Son haftaların formda golcüsü Eren Derdiyok da sert bir şutla kaleci Tolga'yı mağlup etti ve Kasımpaşa 1-0 öne geçti. Beşiktaş, golle birlikte şok yaşasa da bunu çabuk kırdı ve hemen beraberlik golünü buldu. Soldan kullanılan kornerde, Kasımpaşa kalecisi Isaksson topu uzaklaştıramayınca, Rhodolfo dokundu ve durum 1-1 oldu. Dakikalar 40'ı gösterdiğinde ise, Kasımpaşa adına Ryan Donk sahnedeydi. Yaklaşık 28 metreden çok sert bir şut çıkardı ve köşeye giden top kaleci Tolga hamle yapmayınca gol oldu. Bu golle 2-1'i yakalayan Kasımpaşa, ilk yarının bitiş düdüğüyle birlikte soyunma odasına 2-1 galip girdi. Kasımpaşa ilk yarı için son 25 dakikalık bölümde etkili bir futbol ortaya koyarken; ev sahibi Beşiktaş ise üçüncü bölgede çok verimsizdi. Gomez bir şeyler yapmak istiyor; ancak takım arkadaşları ona destek vermiyordu.

Sosa ve Gökhan hareket getirdi

İlk yarıdaki futboldan memnun olmayan Beşiktaş teknik direktörü Şenol Güneş, ikinci yarıya değişikliklerle başladı. Necip-Sosa ve Quaresma-Gökhan Töre değişiklikleriyle birlikte Beşiktaş, ikinci yarıda daha etkili olan taraftı. Kasımpaşa geriye çekilirken; Beşiktaş oyunun kontrolünü eline aldı. Bunun sonucunda da beraberlik golünü çabuk buldu. Sosa'nın orta sahada yerden uzun pasını iyi değerlendiren Mario Gomez ceza sahası içine girdi ve sert şutla durumu 2-2'ye getirdi. Ligdeki 8. sayısını kaydeden Panzer, fiziksel ve mental anlamda ligin nen formda forveti olduğunu bir kez daha kanıtladı. Beraberliğin ardından Beşiktaş, oyunu tam anlamıyla rakip kaleye yıksa da; golü bulan yine konuk ekip oldu. Kasımpaşa, belki de ikinci yarıdaki tek kontrasında, gole uzandı. Savunmada Rhodolfo-Milosevic ikilisinin anlaşmazlığında; yine Milosevic'in sektirdiği topta; günün başarılı isimlerinden Andre Castro, Eren Derdiyok'a şık bir pas attı. Eren de risksiz bir vuruşla takımını 3-2 öne geçirirken maçtaki ikinci golünü kaydetti. Yaşadığı ağır sakatlıktan sonra formda bir dönüş yapan Eren Derdiyok, beşinci maçında 4. golünü kaydetmiş oldu.

Golden sonra Şenol Güneş son kozunu stoper Milosevic'i çıkarıp forvet Cenk'i oyuna sürerek yaparken; Rıza Çalımbay'dan ise art arda defansif oyuncu değişiklikleri geldi. Mağlup duruma düşüşünün ardından yine oyunu rakip kaleye yıkan Beşiktaş, aradığı teselliye uzatma dakikalarında ulaştı. Donk'un eline çarpan top sonrasında Cüneyt Çakır, tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Gerçekten, pozisyon net bir şekilde penaltıydı. Aksini iddia edenler, kendi takımları elle gol atarken; ses etmeyen insanlar tamamen… Topun başına geçen Oğuzhan Özyakup, top ve kaleciyi farklı köşelere gönderince durum 3-3'e geldi. Son dakikalar da orta saha mücadelesi şeklinde geçince; Beşiktaş iç sahada önemli 2 puan kaybetmiş oldu.

Soru işareti Tolga

Beşiktaş'ın liderliğe oturuşunda çıkışta performansıyla katkıda bulunan Tolga Zengin, bugün sahanın en kötülerindendi Siyah-Beyazlılar adına… Yediği üç golde de hamle yapabilecek en az 1-2'sini kurtarabilecek durumdaydı. O ise ya ağır kaldı ya da hamle yapmamayı tercih etti. Tipik "bir ay iyi gidip, iki ay mental anlamda sorunlar yaşayan Tolga" performansını sergiledi bu gece… Beşiktaş, hedeflerini yukarıya koyduysa Tolga ile bunları başarabilmesi çok zor. Eskiden Cordoba, Asper örneklerini gördüğümüz gibi, kaleye yabancı ve deneyimli bir isim transfer edilmeli.. Bunun için de listemde kesinlikle 2 isim var. Birincisi, Cech'in transfer edilişi sonrası Arsenal'de formayı unutan David Ospina… Uygun bir bedelle alınabilirse, Beşiktaş için ideal bir kaleci… İkinci isim ise, PSG'da mutsuz görünen Salvatore Sirigu! Deneyimli İtalyan, alınabilirse tecrübesiyle Beşiktaş'a avantaj sağlayacaktır. Çok beklemeden, devre arasında tüm şartlar zorlanarak bu iki isimden biri kadroya katılmalıdır. Siyah-Beyazlılar için bir eleştirim de savunmaya… Ev sahibinde savunma, bazı günler çabuk dağılıyor, çok top sektiriyor ve pozisyonunu çabuk kaybedebiliyor. Bugün de onlardan biriydi. Bu savunma hattı, ilerisi için iyi sinyaller vermedi. Uygun bedelli yabancı bir stoper veya anlaşama zemini sağlanarak yapılacak bir Serdar Aziz hamlesi, devre arasında Beşiktaş'ın işini kolaylaştırabilir.Savunma ile orta saha arasındaki yer yer ortaya çıkan kargaşa da Vei ve Tolgay'ın dönüşüyle ortadan kalkacaktır.

Beiktaş'ın bugün ilginç bir futbol oynadığını da unutmayalım… Siyah-Beyazlılar, galibiyet için skor ararken; çok silik bir oyun ortaya koydu bu gece… Tam tersine, beraberlik golü aradığı dakikalarda ise, günün en iyi futbolunu oynadılar. Ev sahibi adına, böyle bir ters orantı vardı bu gece…


Gelelim Kasımpaşa'ya… Öncelikle Nantes'tan transfer edilen Fransız sol bek Olivier Veigneau, ligimize inanılmaz formsuz başladı. Hatalarda devam eden formsuz performansını bu hafta da sürdürdü. Rıza Çalımbay ona 72 dakika nasıl dayanabildi, gerçekten çok şaşırdım. Bu vasatın altında performansıyla 30 yaşındaki sol bekin ve Kasımpaşa'nın sol kanadının işi hiç kolay değil… Son 2 hafta, onlar için bu konuda büyük bir uyarı oldu. Diğer bir konu ise, Kasımpaşa'nın sanki 1970'lerdeymiş gibi oynadığı sıkıcı futbol… İstanbul ekibi, yine oynatmamak üzerine sahadaydı ve özellikle ikinci yarıda sanki futbolla hiç alakası yoktu. Mourinho tabiriyle otobüs çektiler ve tüm topları ileriye veya taca şişirdiler. Zaten bu şekilde topla oynama oranları çok düştü. Rıza Çalımbay'ı çok severim; ancak bu sistem Kasımpaşa'ya hiç yakışmıyor. Futbol, sahada oynanan rekabetli oyunla güzel; rakibi oynatmayarak ve kapanarak değil…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder