Peri masallarına inanır mısınız? Bence inanmalısınız. Çünkü AFC Bournemouth, bu yıl onu gerçekleştirdi ve 6 yıllık süreçte gerçekleştirilmesi zor bir projeye imza attı. İngiltere'nin en parlak teknik direktörlerinden biri olarak gördüğüm Eddie Howe, kulübe ikinci gelişinde, büyük bir özveriyle takımı Premier Lig'e çıkarmayı başardı. Championship'in son gününde, Watford ile amansız bir şampiyonluk mücadelesine giren Bournemouth, Charlton'a karşı rahat bir galibiyet alırken; Watford'un maç bitimine yakın S.Wednesday'den yediği golle şampiyonluk sevincini yaşadı. Daha önce Premier Lig'e çıkmayı garantileyen Howe'un öğrencileri, şampiyonluk kupasıyla bunu taçlandırmış oldu.
Howe Etkisi
2007/2008 futbol döneminde kötü bir sezon geçiren Bournemouth, League Two'ya düşmüştü. Maddi kaynak yaratılmakta zorlanıldığı gibi, kimse takımın düzeleceğine şans vermiyordu. Ertesi sezon, League Two'ya da kötü bir başlangıç yapılmıştı. Takım düşme potasında yer alırken; 2009 yılının Ocak ayına, kulüp binasından parlak ve futbol tutkusuyla yanıp tutuşan bir adam girdi: Eddie Howe... Yönetim, Howe'un gözündeki o futbol tutkusu ateşini görerek o zamanlar 31 yaşının sonlarına yaklaşan genç adama güvendi ve takımı teslim etti. İyi bir kenetlenme dönemi yakaladıkları League Two'nun ikinci devresinde, geriden gelerek puan farkını kapattılar ve zor da olsa ligde kalmayı başardılar.
Howe'un felsefesi kulüp ile örtüştü, yönetim de maddi kaynak yaratınca; rahat bir nefes alındı. Kırmızı-Siyahlılar, bu moral ile bir daha asla arkasına bakmadı ve peri masalının yükselişi 2009-2010 sezonunda başladı. Az atıp, savunma sorunlarını halledememelerine rağmen 83 puan topladılar ve lig ikincisi olarak League One'a çıkmaya hak kazandılar.
Play-Offlar'da kaçan Championship Şansı
Kırmızı-siyahlılar, geçen sezon League One'a çıkarak arkasına aldıkları rüzgarı, sürdürmeye devam ettiler. Burada çok gol yeme sorunları devam etmelerine rağmen dirençli bir futbol ortaya koydular. 2010-2011 sezonunu 6. sırada bitirerek Play-Off'lara katılmaya hak kazandılar. Ancak yorgunluk devreye girdi ve çabuk elenerek Championship biletini kaçırdılar.
Son yenilgiye rağmen ikinci sezonda da Howe ile oynanan pozitif futbol moralleri bozmamıştı. Ancak basın ve akbaba gibi üşüşen başarılı İngiliz kulüpleri, kısa sürede Kırmızı-Siyahlıların asıl moralini bozan durum oldu. Eddie Howe, İngiltere'nin en parlak menajerlerinden biri olarak gazetelerde boy boy yer alırken; o dönem Premier Lig'e çıkmak isteyen Burnley, devreye girdi ve teknik direktör Eddie Howe'u transfer etti.
Bu durum, Bournemouth'ta bir şok ve kafa karışıklığı yarattı. 2011-2012 yılı için League One'dan kurtulma yarışında, takımın başına Paul Groves getirildi. Ancak o güne kadar elle tutulur pek bir başarısı olmayan Groves, Bournemouth kadrosunu iyi bir şekilde yönetemedi. Kolay gol yeme sorunu önlenemezken; sezon da 11. olarak bitirildi. Bu noktanın ardından, Groves ile yollar ayrılırken; Bournemouth taraftar ve yönetiminden tekrardan ciddi bir Howe sesleri yükselmeye başladı.
Dönüşü Muhteşem Oldu
O dönem Burnley ile Premier Lig'e çıkma biletini kaçıran Eddie Howe da Burnley kulübünden çıkan yüksek sesler nedeniyle rahatsızdı. Taraftarlarının adını kalbine kazıdığı Bournemouth kulübünün ilgisini göz ardı edemedi ve kendini 2012-2013 futbol sezonunda tekrar Kırmızı-Siyahlıların başında buldu.
Eddie Howe, 2012-2013 sezonunda tekrar takımı kenetleyerek League One'da 24 galibiyet aldı. Savunma sorunlarını o yıl da çözemezken; atılan 76 gol ve toplanılan 83 puan onlara mutlu sonu getirdi. Howe'un geri dönüşü, Bournemouth'u tekrar şahlandırdı. Takım, League One'ı 2. olarak bitirerek bir sonraki sezon Championship'te mücadele etme hakkını kazandı. Bournemouth'un ayak sesleri duyulmaya başlanıyordu.
2013-2014 sezonunda, rekabetin ve gücün daha da artmasıyla biraz bocalamıştı Bournemouth.... Kadro kalitesi, Championship'in biraz altındaydı. Howe, tüm bunlara rağmen elinden gelenin en iyisini yaptı ve Kırmızı Siyahlılara düşme tehlikesi yaşatmadı. Atılan 67 ve yenilen 66 gol ile Championship'i geçen yıl 10. sırada tamamladı.
Howe Aklına Koyduysa Yapar
Bournemouth'un yükselişinde en büyük paya sahip olan Eddie Howe'un Championship'te fazla durmaya niyeti yoktu. Bunun için her türlü hamleyi yapmalıydı. Kulübün yönetiminde, Howe ile aynı ateşi paylaşan biri daha vardı. Kulüpte sazı eline alan Rus iş adamı Maxim Demin, gerekli maddi kaynağı sağladı ve Premier Lig hayali için gereken adımlar atılmaya başlandı. Geçtiğimiz yıl Coventry'de parlak bir sezon geçiren 23 yaşındaki forvet Callum Wilson, ilk iş olarak 3.7 Milyon Sterlin karşılığında transfer edildi. Norwich'ten Surman, Newcastle United'dan Gosling, Burnley'den gelen Stanislas diğer önemli isimlerdi. Takıma tecrübe katması amacıyla Cardiff'ten Kenwyne Jones ve Southampton'dan deneyimli kaleci Boruc kiralanmıştı.
Böyle bir yapılanmayla ve 24.73 Milyon Euro'luk kadro değeriyle sezona başlayan Bournemouth'a dişli rakipleri karşısında yine pek şans verilmiyordu. Eddie Howe, kendi ayarındaki rakiplere karşı çift forvetli ve bol hücumlu; dişli takımlara karşı tek forvet ve kalabalık orta sahalı oyun sistemini presle birleştirmişti. Takım, sezon geneline bakıldığında mücadele etmekten ve pres yapmaktan yorulmuyordu. Yapılan transferler, gol anlamında takımı şahlandırmış ve neredeyse League Two sezonlarının iki katına çıkartmıştı. Haftalardır iyi giden performans, spor otoritelerinin de dikkatini çekti ve "Acaba mı?" sorusu kulislerde dolanmaya başladı.
İşte o "Acaba mı?", Eddie Howe'un başarılı yönetimiyle önce geçen hafta Premier Lig'e çıkmayı garantileyerek yanıt buluyordu. Ardından son hafta mücadelerinin yaşandığı bugün, Charlton Athletic karşısında sonuna kadar şampiyonluk şanslarını zorlayacaklardı. Tam kadro çıktığı maçta, amaçsız rakibi karşısında 3-0 ile rahat bir galibiyet almayı başardılar. Asıl sürpriz, şampiyonluk için çekiştikleri rakibi Watford'tan geldi. Watford, Premier Lig'î garantilemiş olmanın verdiği rehavetle maçı uzun süre 1-0 önde götürdü. İkinci golü bulmakta zorlanırlarken; bitime yakın S.Wednesday'den gol yediler ve şampiyonu tayin ettiler: Bournemouth... 6 yıl önce Eddio Howe'un kulüp binasından içeri girmesiyle başlayan peri masalı, 2 Mayıs 2015'te sonuca ulaştı. Bournemouth, 90 puanla ve en yakın rakibi Watford'un 1 puan önünde şampiyonluk kupasını kaldırdı.
Bournemouth'un bu sezonki başarısına Callum Wilson 20 golle, Yann Kemorgant 15 golle, Brett Pitman 13 golle, Matt Ritchie 13 golle ve Marc Pugh da 9 golle katkıda bulunuyordu. Özellikle Callum Wilson, gelecek sezon Premier Lig'de adından söz ettirebilecek bir futbol kumaşına sahip..
Futbolcuların ve 37 yaşındaki futbol dehası teknik direktör Eddie Howe'un sevinçleri görmeye değerdi. Şimdi gelecek sezon için hayli terleyecekler. Takıma daha çok maddi kaynak ve Rus iş adamı Demin'in pamuk elini cebine atması gerekiyor. Her mevkiye, takviye ihtiyacı görünüyor. Bunun yanında, teknik kadro ise oldukça sağlam... Ben, Eddie Howe'un, İngiltere'nin Jose Mourinho'su olduğunu düşünüyorum. Karakteri ve başarma hırsıyla, gelecek sezon Premier Lig'e çok şey katacaktır. Güney takımı Bournemouth'a, devler sahnesinde başarılar dilerim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder