25 Mayıs 2018 Cuma

ROMANTİK HALKALAR EKSİLİYOR: ARSENE WENGER



Futbol, akıl kadar kalple oynanan kitlesel bir spor oyunudur. Yüzlerce yıldır süren bu devinimde, bilimsel yöntemlerin gelişimiyle birlikte futbolun akıl ve teknik yönü ağır bassa da halen pek çok kişi, futbolu romantik bir spor olayı olarak nitelendirebilmektedir. İtalya, Fransa ve Portekiz gibi ülkelere baktığımızda, buna Türkiye de dahil olabilir, romantizmin ön planda olduğunu görürüz. Teknik direktörünüz eğer bir romantizm akımı temsilcisiyse, takımının oynadığı futbolda da bu izleri görebilmek zor olmaz. Futbolun beşiği İngiltere'de uzun yıllardan beri teknik konular ağırlık kazandı, aklın ön planda olduğu bir futbol oynanıyor, duygular mekanikleşmiş durumda ve en önemli kriter seyir zevki… Tüm bu çarka rağmen; takımlarına kendi düzenini getiren, duygu katan, romantik yaklaşımlar da mevcut… Bu isimler arasında Liverpool teknik direktörü Jürgen Klopp ve Arsenal'in eski teknik direktörü Arsene Wenger gösterilebilir. Bu iki dev isim de çağın gerekliliklerini bilimsel anlamda takımlarına monte ederken; tutkun bir romantik olmaktan da vazgeçmiyor.

Evet eski dedik, Arsene Wenger; daha sezon devam ederken Arsenal ile son sezonunu geçirdiğini açıkladı. Sezonun bitiminin ardından da takımdan ayrıldı. Belki bu 5-6 sene önce alınması gereken bir karardı; fakat deneyimli Fransız, her defasında kendinde tekrar deneyecek gücü buldu, taa ki 2017-2018 sezonunun sonuna kadar… Yazımın başlığına ilham verdiği gibi, İngiltere'de de romantizm halkaları birer birer azalıyor. Zaten Premier Lig'e adım atan teknik direktörler nadiren romantik bir yapıda olurdu, halka giderek eksiliyor. Leicester City ile peri masalını yaşayan İtalyan Claudio Ranieri'nin ayrılıp Nantes'e gitmesiyle başlayan bu süreç, şimdi Arsene Wenger ile devam ediyor. Eski zamanlardaki futbolun tam tersi bir yönde, artık romantizm pek kabul görmüyor. Son romantik Jürgen Klopp ise, şu an için rahat görünüyor, onlarınki ilk görüşte aşk…

Teknik direktörlük kariyerine 1984 yılında başlayan Fransız, 3 sene Fransa'da Nancy kulübünü çalıştırıyor. Buradaki felsefesi dikkat çekince, 1987-1994 yıllarını Fransızların köklü kulübü Monaco'da geçiriyor. Sonrası, ver elini Japonya… Romantik felsefesini Londra'ya taşıması, 1996 yılının ekim ayını buluyor. Avrupa'ya oldukça uzak bir ülke olan Japonya'da Nagoya Grampus takımıyla gösterdiği başarılar, İngiltere'de Topçuların dikkatini çekiyor. O dönem Wenger'i kimse tanımıyor ve haliyle eleştiriler de çok yoğun oluyor; ancak Arsenal kararlı yapısından adım atmıyor ve Arsene Wenger'i Londra'da bir Arsenal efsanesi yapacak hamleyi gerçekleştiriyorlar. Attığı imzanın ardından Kuzey Londra ekibinin çalıştırıcısı olan Wenger, "Buraya gelmemdeki temel sebep İngiliz futbolunu sevmem. Arsenal Kulübünün ruhu ve potansiyelini seviyorum." futbola ve çalışmaya olan aşkını da ortaya koyuyordu. Bu öyle bir aşktı ki, 22 yıl ve 1202 maç boyunca hiç bitmeyecekti.



22 Yılda 15 Kupa

1 Ekim 1996 yılında başlayan futbolun romantik yönüne yolculuk, Arsene Wenger yönetimindeki Arsenal'e 15 kupa kazandırdı. Öğrencileriyle birlikte biri namağlup olmak üzere 1997-1998, 2001-2002 ve 2003-2004 yıllarında 3 Premier Lig şampiyonluğu yaşadı. Bu şampiyonlukların yanında 6 kez FA Kupası şampiyonluğunu ve 6 kez de Community Shield şampiyonluğunu kartvizitine ekledi. Görev aldığı 22 yılda 1202 maçta Arsenal'in yedek kulübesindeki komutanı olurken; tam 2087 kez gol sevinci yaşadı. Maç başına 1.96 puan ortalamasını tutturdu. Onun zamanında Vieira, Henry, Dennis Bergkamp, Pires ve Ljungberg'li efsane kadro kuruldu ve başarıdan başarıya koşuldu. Namağlup şampiyonluğu getiren de bu efsane kadro ve Wenger'in romantik felsefesi oldu. 68 yaşındaki Fransız'ın yolu, bir dönem Galatasaray'la da kesişti. 2000 yılındaki UEFA Finali'nde Galatasaray'ın rakibi oldular ve penaltı atışları sonunda boyunlarını eğdiler. 22 yılda Arsene Wenger'in bir UEFA ve bir de Şampiyonlar Ligi finalleri bulunuyor. Bunun yanında Fransız teknik adamın yardımlarıyla 17'si üst üste olmak üzere 19 kez Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterme istatistiği yakaladılar. 20 yıl boyunca Premier Ligi ilk 4 dışında tamamlamamaları da Arsene Wenger ve takımı adına bir başka önemli istatistik… Romantik Wenger, Premier Lig'i kazanmış olan ilk yabancı teknik direktör unvanını da cebinde taşıyor.

Daha milenyumun ilk yıllarından beri değişmez taktiği 4-2-3-1 oldu. Yeni bilimsel teknikleri takımına mutlaka aşılasa da; romantik felsefesinden asla vazgeçmedi. 9 yılı kupasız geçirdiği dönemde ve 2013 yılından beri Arsene Wenger'e hep eleştirel yaklaşıldı. İngiliz ve dünya basını, hep Fransız hocanın yeterliliğini tartıştı, maç içindeki ve dışındaki hareketlerini mercek altına aldı. Transfere çok para harcamaması ve bu konuda cebinde akrep olması, transferde elinden kaçırdığı ve sonrasında yıldız olan önemli isimler, yeni jenerasyonunu yakalayamaması, taktik ve teknik anlamda kendini yenileyememesi, takımını globalleşen futbola ayak uydurtaması; Fransız hocanın sıklıkla eleştirildiği noktalar oldu. Küreselleşen futbol, yayın gelirlerinin her kulübün elini güçlendirmesi, Arap ve Rus sermayesinin Premier Lig'e el atması ve transferde ezeli rakiplerinin gerisinde kalmasıyla Wenger'in eli iyice zayıfladı. Önce Manchester United, Chelsea ve Manchester City ile ara açıldı, ardından Tottenham ve Liverpool'a da yetişemedi. Bana göre tüm bu nedenler, Fransız hocanın vedasını ilmek ilmek işledi. Transfer konusunda para harcamama inadı ve ezeli rakiplerinin gerisinde kalması, taraftar için de bardağı taşıran son damla oldu.

Ad Crucem Rubicon

"Rubicon'u Geçmek" olarak çevirebileceğim bu deyim, fazlasıyla bu yazıyla ve Arsene Wenger'le ilgili… İtalya’nın kuzey bölgesinde yer alan ve 29 km uzunluğunda bir nehir olarak dikkat çeken Rubicon, Roma Cumhuriyeti döneminde bir sınır çizgisi olarak kabul edilirdi. Generallerin ordularıyla bu nehirden geçebilmesi kesinlikle yasaktı. Roma'ya girebilmelerinin tek şartı, ordularını nehrin diğer tarafında bırakmaktı. Bu yasağın nedeni, senatoda yaşanabilecek olası bir kötü durumda, generallerin ordularıyla birlikte isyan başlatmasını önleyebilmekti. M.Ö. 49 yılında Julius Caesar ordusuyla nehri geçince, bu yasağı çiğnemiş ve bir iç savaşa neden olmuş. Rubicon'u geçince, geri dönmek oldukça zormuş. Julius Caesar'ın yaptığı bu hareketle de "Ad Crucem Rubicon", yani "Rubicon'u geçmek" deyimi ortaya çıkmış. Türkçe açıklamasını size yapmam gerekirse, "geri dönüşü olmayan noktalarda gözü kara olmak ve daha da ilerisine gitmek" anlamına geliyor.

Bu deyim, Arsene Wenger'in kararıyla oldukça benzemekte… Fransız çalıştırıcının önünde de oldukça kesin bir çizgi vardı. O çizgiyi geçmeyip beklemeyi seçse, belki de Arsenal daha kötü duruma gidecek ve Wenger iyice ezilecekti. Rubicon'u geçmek tarzını uygulasa, futbolu çok sevmeye devam edecek ve bırakmak istemediği futbola yeni projelerle devam edecekti. 2017-2018 sezonunda Rubicon'u geçmek, Arsene Wenger'in kafasında hep dolandı durdu. Ve sonunda Arsene Wenger gözü karalığını gösterdi, eleştirilere bir son vermeyi seçti ve çok sevdiği Arsenal ile yollarını ayırdı. Üstelik bunu en acısız, en ağrısız şekilde yaptı. Özetle Wenger, Rubicon'u geçti. Şimdi sırada yeni bir projeyle futboldan kopmamayı ve içindeki  ateşi söndürmemeyi düşünüyor.

Her insanın Rubicon'u geçebilmesi dileğiyle…



6 Eylül 2016 Salı

Golcüler Harikalar Diyarında: MLS


Özellikle son 5 yılda gösterdiği atılım ve pazarlama yöntemleriyle dikkat çeken Major League Soccer, ya da bildiğimiz adıyla MLS, Amerikan futbol liginin adı… Ancak Amerika'ya has olan o oyun algılanmasın, MLS bildiğimiz futbolu içeriyor. Son 5 yıllık gösterdiği atılımla MLS, NBA ve beyzbolun ardından Amerika'da en çok yayın gelirine sahip spor turnuvası oldu. İyi bir pazarlamayla bu noktaya yükselirlerken; çoğu kişinin NBA ve beyzbol kadar MLS'i de takip etmesini sağladılar. MLS büyümeye devam ederken; çıkış noktasında yaratılan pazarlama çalışmalarından biri de transferlerdi. Son yıllarda David Beckham'la başlayan ve Sebastian Giovinco, David Villa, Didier Drogba, Frank Lampard, Kaka, Steven Gerrard'la devam eden transfer furyasıyla MLS'e olan ilgi arttı. "Soccer" denen futbol olgusu, Amerika kıtasında yeni yeni tam anlamıyla otururken; çoğu zaman birbirinden gollü ve çok pozisyonlu maçlara şahir olduk. Bu gollü maçların başyazarları ise genellikle forvetlerdi.

David Villa ve Didier Drogba gibi isimlerin kariyerleri ve attıkları goller ortada… Ancak Major League Soccer'da birçok iyi santrfor bulunuyor. Avrupa'nın zor ve dirençli liglerine göre MLS tarafında daha heyecanlı, bol pozisyonlu, bol hatalı ve bol gollü maçlar görüyoruz. Yani forvetler için oldukça elverişli bir ortam yaratılıyor. David Villa ve Drogba tecrübeleri, Patrick Mullins de daha olmamış haliyle listeye giremezken; MLS'te takımını sırtlayan pek çok forvet bulunuyor. İlk sıramızda Toronto efsanesi Giovinco'ya yer vermemek haksızlık olacaktır.

Sebastian Giovinco - Toronto FC

Juventus altyapısından yetişen ve değeri bir türlü bilinmeyerek sürekli Zebralar tarafından kiralanan Giovinco, Parma serüveni dönüşü İtalyan ekibiyle yeni bir yolculuğa başlamıştı. Giovinco, yaklaşık 3 yıllık sürede Juventus ile istediği süreleri bulamazken; Şubat 2015'te dümeni tamamen terse çevirdi ve bedelsiz olarak MLS ekibi Toronto'nun yolunu tuttu. 29 yaşındaki forvet, Amerika futbolunda adeta kendini bulurken; yeniden doğdu. Daha çok ofansif orta saha ve forvetin sol açığında görev yaparken; Kanada ekibinde merkez forvet oynamayı öğrendi ve patlama böyle geldi. MLS macerasında merkez forvete devşirilen Giovinco, Toronto formasını giydiği 64 resmi maçta 40 gol ve 27 asistlik muazzam bir performans gösterdi. Kanada ekibinin bayrak adamı olurken; tüm hücumlarda ya başlatan ya bitirendi. İtalyan forvet, bu yıl 26 haftası geride kalan MLS'te 16 gol 13 asist gibi yine insanüstü bir futbol ortaya koydu. Tüm bu formuna rağmen; İtalya milli takımında bir türlü değerlendirilmemesini de hep birlikte ayıplamamız gerekiyor.

Cyle Larin - Orlando City

21 yaşındaki santrfor güç, yetenek, bitiricilik, dayanıklılık gibi sonuç belirleyen tüm özelliklerde muhteşem bir forvet kombinasyonuna sahip… Ocak 2015'te Orlando City'nin Uconn Huskies takımından draft ettiği Cyle Larin, daha 1 yılı doldurmadan elde ettiği ilk 11 şansıyla komple bir forvete dönüştü. Kaka gibi bir dünya yıldızından da çok şey öğrenen ve Brezilyalı'nın ritmi doğrultusunda kendini geliştirmeye devam eden Larin, şu an MLS'in en çok konuşulan futbolcusu… Orlando City formasıyla toplamda 54 maça çıkarken 31 gol ve 5 asist ile oynadı. 2016-2017 sezonunda ise kaydettiği 13 gol ve 4 asistle takımı Orlando'yu play-off sıralamasına sokma yarışı veriyor. Yaz transfer döneminde adı Portekiz ekipleriyle anılmaya başlandı, çok yakında ona ilgili kulüplerin sayısı artacak. MLS'in 2016-2017 yılında özellikle güç ve dayanıklılık konusunda kendini çok geliştiren Cyle Larin; bence artık hazır ve MLS'in kendisini Avrupa'ya en büyük pazarlama ürünü olarak sunmasını bekliyor.

Kei Kamara - New England Revolution

32 yaşındaki Sierra Leone'li santrfor, futbol kariyerinin başlangıcında istediği verimi yakalayamazken; kariyerinin ikinci baharında MLS'te tadını çıkarıyor. Columbus tarafından takas yoluyla 2006'da kadroya katılan Kamara; Houston, Kansas, Norwich ve Middlesbrough gibi denemelerinde dikiş tutturamadı. Ancak Ekim 2014'te tekrar ilk kulübü Columbus Crew'e imza attığında; ibre tersine döndü. Columbus formasıyla 82 resmi maçta 36 gol atarken; 7 de asist yaptı. Columbus'un hedef adamı olarak rolünü başarıyla sergilemesinin ardından; bizim için şok bir kararla 3 ay önce New England Revolution'a transfer oldu. 32 yaşındaki emektar bitirici, New England'da kendisi üzerine bir sistem kurulmamasına rağmen şu ana kadar 20 maça çıktı, 6 gol ve 2 asist ile oynadı.

Bradley Wright-Phillips - New York Red Bulls

Kariyerine Manchester City altyapısından başlayan Wright-Phillips'in sonrasında sırasıyla Southampton, Plymouth, Brentford ve Charlton Athletic gibi düşüşte bir kariyeri oldu. İngiltere'nin alt liglerinde attığı gollerle kendini gösteren ancak bir türlü destek bulamayan İngiliz forvet, aradığı desteği MLS'te buldu ve 2013 Temmuzunda New York Red Bulls'a transfer oldu. Havası ve suyuyla New York'un kendisine iyi geldiği 31 yaşındaki hücumcu, golleriyle de takımına muazzam bir katkı yaptı. New York formasıyla 108 resmi maça çıkan Wright-Phillips, 63 gol ve 13 asistlik performansıyla göz kamaştırdı. Major League Soccer'in 2016-2017 sezonunda New York play-off savaşı verirken; İngiliz futbolcu 28 maçta 17 gol ve 4 asistle katkıda bulundu.

Charles J. Sapong - Philadelphia Union

2011 yılında Kansas'ın draft ettiği Sapong, Orlando City'le başarısız bir kiralık döneminin ve Kansas ile bitiricilikten yoksun günlerin ardından komple forvet tanımına  Philadelphia'da ulaştı. Aralık 2014'te takas yoluyla Philadelphia Union'a katılan Gana asıllı Amerikalı, takımda sistemin as parçalarından olarak çok yol kat etti. Özellikle teknik direktörü Jim Curtin bu yıl ona daha fazla sorumluluk verirken; 27 yaşındaki forvet 24 maçta 7 gol ve 3 asistle oynadı. Philadelphia formasını toplam 56 resmi maçta sırtına geçirirken, 16 gol-6 asistlik bir performans gösterdi.

Fanendo Adi - Portland Timbers

Trencin'de profesyonel olarak futbol yaşamına başlayan Adi, kısa süre sonra kendini Ukrayna'da Metalurg Donetsk'te buldu. Ukrayna yaşamına alışamayınca serbest bırakılan Nijeryalı golcü, bir yıl sonra evi Trencin'e tekrar döndü. Bu dönüşünde attığı gollerle dikkat çekerken; 2013 yazında kendisini Kopenhag'da buldu. Kopenhag'da da pek dikiş tutturamadı, şansı ise kiralandığı MLS ekibi Portland Timbers'ta döndü. Timbers, kiralamanın ardından sonraki yıl için onu transfer etti. Kısa sürede gücü ve hızıyla takımın önemli bir dişlisi haline gelen Adi, MLS ekibiyle çıktığı 98 maçta 42 gol attı ve 8 asist yaptı. Portland T,mbers bu sezon play-off rekabetinin içinde yer alırken; 25 yaşındaki Nijeryalı forvet, 26 maçta attığı 13 golle takımına katkı verdi.

Dom (Dominic) Dwyer - Sporting Kansas City

2010'da USF bünyesine katılan ve burada attığı gollerle kendisini ispatlayan genç Dwyer, 2 yıl sonra Kansas tarafından draft edildi. İlk zamanlarında fazla dikkat çekemeyen İngiliz golcü, 2013 yılında kısa bir süreliğine Orlando City'e kiralandı. Burada 15 maçta forma giydi ve 19 gol-2 asistlik performansıyla beğeni kazandı. Kiradaki bu golleriyle saygınlık kazandı ve Kansas'a dönüşünden bugüne takımın önemli isimlerinden biri oldu. Kansas MLS'in 2016 sezonunda play-off basamağını korumaya çalışırken; Dwyer, 27 maçta 12 gol ve 2 asistiyle katkı veriyor. 26 yaşındaki İngiliz, Kansas formasıyla 132 resmi maça çıktı, 58 gol ve 11 asistle oynadı.

Will Bruin - Houston Dynamo


2011 yılında Indiana Hoosier takımından draft edilen Will Bruin, 5 yıldır devam eden Houston kariyerinde inişli-çıkışlı zamanlar geçirdi. Bu tutarsızlıkta teknik direktörlerin seçimleri de rol oynarken; Bruin, çoğunlukla formda olduğu zamanlar yedek kaldığı ya da 2 gol attığı bir maçın ertesinde ilk 11'de yer almadığı dönemler geçirdi. İyi bir bitiriciliğe sahip olan ve bunu zekasıyla birleştiren Bruin, çoğu zaman Houston sıkıntılı zamanlar geçirirken imdada yetişen isimdi. Bu yıl MLS'te oldukça kötü bir sezon geçiren Houston'da çoğunlukla yedekten oyuna girmek üzere 23 maça çıktı, 4 gol ve 2 asistle oynadı. Houston Dynamo formasıyla toplamda 191 resmi maça çıktı, 57 gol ve 22 asistlik bir performans gösterdi.

10 Haziran 2016 Cuma

EURO 2016'ya Damga Vuracak 56 Oyuncu Bölüm II


10 Haziran tarihinde başlayıp 10 Temmuz'da sona erecek futbol şöleni olan 2016 Avrupa Şampiyonası, Fransa'da sahne alacak. Fransa'da bulunmaya hak kazanmış ve şampiyona biletini elde etmiş 24 takım; birbirinden rekabetli, birbirinden heyecanlı ve riskli müsabakalara çıkacaklar. A, B, C, D, E ve F gruplarında takımlar dörderli bir şekilde mücadele edecek. Biliyorsunuz ki bu yıl değişen format gereği takım sayısı 24'e çıkmış ve grup aşamasının bitişi ile çeyrek final arasına bir "Son 16 Turu" eklenmişti.
Her turnuva, futbol açısından görsel bir şölendir. Ve her turnuva, farklı futbol olaylarını tribündeki veya ekran başındaki futbolseverlere taşır. Bu futbol olaylarında, çoğunlukla turnuvaya damga vuran futbolcular baş rol oynarlar. Her Dünya Kupası gibi, her Avrupa Şampiyonası da kendi yıldızlarını ortaya çıkarır. Cristiano Ronaldo, Thomas Müller, Manuel Neuer, Wayne Rooney, Andres Iniesta, Luka Modric, Marek Hamsik, Gianluigi Buffon ve daha birçok en bilindik ismin bu listede olmamasının nedeni, bu tarz isimlerin zaten daha önceki dünya turnuvalarında bir şeyler başarmış ve kendilerini kanıtlamış olması… Listemde tabii ki Zlatan Ibrahimovic, Gareth Bale veya Robert Lewandowski gibi isimler bulunuyor. Bu isimlerin yer almasının nedeni, hepsinin kendi başlığında yer alıyor.
Futbolseverler için tamamen adil bir şekilde EURO 2016'ya damga vurması beklenen 56 yıldızı çıkardım ve analiz ettim. Bu yıldızların içinde gençler olduğu kadar, bazı deneyimli isimler de yer alıyor. Fransa'da yaşayacağımız futbol şöleni ve izleyeceğimiz toplam 51 maç öncesi turnuvada iz bırakabilecek 56 oyuncu karşınızda… Yazının ikinci bölümünde, 28-1 sıralamasındaki futbolculara yakından bakacağız.
28-) Emre Mor - Türkiye
Nordsjaelland altyapısından çıkan ve profesyonel olarak as takımda oynamaya başlayan Emre Mor'u, Fatih Terim ve kurmayları uzun uğraşlar sonucunda Türkiye milli takımına kazandırmayı başardı. 18 yaşındaki genç isim, orta sahanın her iki kanadında da forma giyebiliyor. Hazırlık maçlarında aldığı kısa süreye rağmen yaptıklarıyla gönüllerde taht kurdu. Hızlanması, çabukluğu, dribblingleri, top sürüşü, tekniği ve oyun görüşü konusunda yaşından fazlasıyla olgun bir futbolcu olarak dikkat çekiyor. Saha içine baktığınızda 2 dakikada yaptıklarıyla sizi heyecanlandırabilecek bir isim… Turnuva başlamadan önce Borussia Dortmund'a transfer oldu ve başarısının ödülünü aldı. Bu yıl Nordsjaelland formasıyla 13 maça çıkarken 2 gol attı ve 2 asist yaptı. Fatih Terim'in kulübedeki önemli gücü olacakken; bence ilk 11 oynaması bile gerekiyor. 18 yaşındaki genç isme ihtiyacımız var.
27-) Romelu Lukaku - Belçika
Chelsea altyapısından çıkarak profesyonel olan; ancak bir türlü Chelsea'de değer göremeyen Romelu Lukaku, golcülüğünü Everton'da konuşturdu ve adından söz ettirdi. Dev kulüplerin transfer listesinde yer alan Belçikalı forvet, bu sezon Everton ile 46 maça çıktı, 25 gol-7 asistlik performansıyla dikkat çekti. 23 yaşındaki Belçikalı fiziği, hava toplarındaki etkinliği, bitiriciliği ve son vuruşlarıyla öne çıkıyor. Belçika'nın turnuvadaki yükselişinde tabelayı değiştiricek isim olarak ön plana çıkacaktır.
26-) David Alaba - Avusturya
Austria Wien altyapısından Bayern U19 takımına kazandırılan Alaba, önce rezerv takım ve ardından Bayern Münih as takımında kendisini fazlasıyla gösterme şansı buldu. 23 yaşındaki sol bek, Bayern Münih'te adı tahtaya yazılan ilk isimlerden olmayı başarırken; Guardiola yönetiminde ve Avusturya milli takımında üstlendiği görev nedeniyle orta sahada da görev yapmaya başladı. Ayaklarına fazlasıyla hakim, gelişmiş bir pas tekniğine sahip ve olanağı olduğunda hücuma destek vermeyi seviyor. Bu yıl Bayern Münih ile 46 maça çıktı, 2 gol ve 4 asistlik bir katkı yaptı. Turnuva'da Avusturya'nın en önemli ismi olarak takımıyla bir üst tura çıkmaya çalışacak. Onu Avusturya adına oyun kurarken ve hücum organizasyonlarında baş rolde göreceğiz.
25-) Granit Xhaka - İsviçre
Basel altyapısının dünya futboluna bir armağanı olan Granit Xhaka, Temmuz 2012'de Borussia Mönchengladbach'ın yolunu tutmuştu. Burada geçirdiği üç yıl boyunca takımın değişmez isimlerinden olan İsviçreli orta saha, istikrarlı performansıyla da her geçen sezon üstüne koymuştu. Oyun kurucu ve iki yönlü orta saha görevlerini başarıyla yerine getiriyor. Oldukça yüksek bir pas yüzdesine de sahip ve oyunun hücum yönünde kendisini geliştirmeye devam ediyor. Başarısının ödülünü 45 Milyon Euro bonservis bedeliyle Arsenal'e transfer olarak aldı. Mönchengladbach ile bu sezon 36 maça çıkarken 3 gol ve 2 asist ile oynadı. Turnuvada İsviçre adına sigorta görevi görecek.
24-) William Carvalho - Portekiz
Sporting Lizbon altyapısında yetişen ve geçirdiği kiralık dönemlerin ardından 2013'te as takımda şans bulmaya başlayan Carvalho, özellikle son 2 sezonda yaptığı patlamayla tüm dünyanın konuştuğu bir isim haline geldi. Defansif özellikleri ağır bassa da iki yönlü oyunu odern futbolun gerektirdikleri gibi başarıyla oynuyor. Fiziği giderek güçleniyor ve artık sağlam basıyor. Çok yakın zamanda önemli bir transfer yapacaktır. Bu sezon Sporting Lizbon ile 36 maça çıktı, 3 gol ve 3 asist ile oynadı. Bu turnuvada, Portekiz orta sahasını çekip çeviren isim olacaktır.
23-) Leroy Sane- Almanya 
Onun için ne denilebilir ki… Alman futbolunun son dönemdeki altyapı harikalarından… Orta sahanın iki kanadında da forma giyebiliyor. Hızı, çabukluğu, kıvraklığı ve oyun zekasıyla dikkat çekiyor. Tekniği her geçen gün daha da gelişiyor. Son vuruş ve bitiricilik konusundaysa, kendisini geliştirmesi gerekiyor. Schalke altyapısından çıkarak profesyonel oldu. Ruhr ekibinde bu yıl istediği şansı rahat bir şekilde buldu. Takımıyla 42 maça çıkarken 9 gol attı ve 7 asist yaptı. Turnuvada teknik direktör Löw'den şans bekleyecek olan 20 yaşındaki Alman futbolcu, istediği süreleri bulursa işleri değiştirecektir.
22-) Oğuzhan Özyakup - Türkiye
Arsenal altyapısından yetişen ve 2012'de Beşiktaş'ın bünyesine katılan Oğuzhan Özyakup, 2015-2016 sezonunda Beşiktaş formasıyla kariyerinin en etkili performansını gösterdi. Oyunun hücum yönünde daha çok inisiyatif alırken; savunma yönünü de oldukça geliştirdi Şenol Güneş ile… Bu performansıyla kendisine milli takım kapılarını sonuna kadar açtırdı. Süper Lig'de 31 maçta forma giydi, 9 gol ve 7 asistlik performansıyla dikkat çekti. Ligde Atiba'nın ardından ligde 2000 pasla en çok pas atan ve en iyi pas yüzdesine sahip ikinci isim oldu. Turnuvada ilk 11'imizin göz kamaştıracak isimlerinden olacak, beklentimiz büyük…
21-) Arkadiusz Milik - Polonya
Rozwoj Katowice altyapısından yetişen ve kısa bir Gornik Zabrze macerasının ardından kendini göstererek kapağı Bayer Leverkusen'e atan Arkadiusz Milik, Bundesliga ekibinde bir türlü aradığı dakikaları bulamadı. Ajax onu 2014'te kiraladı ve 1 yıl sonra da bonseervisini aldı. 22 yaşındaki Polonyalı forvet, Ajax formasıyla kendini buldu ve değerini hatırlattı. Bitiriciliği, golü adeta koklayan yapısı, tekniği ve hızı ile dikkat çeken Polonyalı, kısa sürede Ajax'ın değişmez isimlerinden biri haline geldi. Bu sezon Ajax formasıyla 42 maça çıktı ve 24 gol-12 asistlik mükemmel performansıyla göz kamaştırdı. Şampiyonada Lewandowski ile iyi uyumunu sürdürerek adından fazlasıyla söz ettirecektir.
20-) Hakan Çalhanoglu - Türkiye
Karlsruhe altyapısında adından söz ettirdikten sonra Hamburg'a transfer olan Hakan, burada da kısa sürede mükemmel bir performans ortaya koydu. Ona kayıtsız kalamayan Leverkusen, 2014'ün yaz aylarında transfer teklifiyle kapısını çaldı. Bayer Leverkusen ile geçen 2 senede tekniği, pasları, duran toplardaki başarısı ve son vuruşlarıyla dikkat çekti. Hepsinden önemlisi Bundesliga ekibinin saha içindeki lideri, orgenerali oldu. Leverkusen ile bu yıl 46 maça çıktı, 8 gol-11 asistlik bir performans sergiledi. Şampiyonada Fatih Terim'in gözbebeklerinden olacak. Özellikle duran toplarda ve uzaktan şutlarında etkisini gösterecektir.
19-) Héctor Bellerín - İspanya
Barcelona altyapısının dünya futboluna kazandırdığı bir sağ bek olan Hector Bellerin, 2011'de Arsenal'in dikkatini çekti ve Arsenal U18 kadrosu için transfer edildi. Burada yükselişini sürdüren İspanyol sağ bek, arada kiralık Watford dönemi geçirdi ve 2014-2015 sezonundan itibaren Arsenal kadrosunda yer almaya başladı. Kendinden beklenilen patlamayı ise bu yıl yaptı genç isim… Arsenal formasını toplamda 44 kez giydi, 1 gol ve 8 asist ile oynadı. Hızı, ortaları ve çabukluğuyla dikkat çekti. Hücümü seven 21 yaşındaki sağ bek, 2015-2016 sezonunda Arsenal'in en fazla çıkış yapan isimlerindendi. Bu formda performansıyla da turnuvada şans bulursa, İspanya'yı kanatlandıran isim olabilir.
18-) Alessandro Florenzi - İtalya
Roma altyapısından yetişen ve başarılı performansıyla kısa sürede Roma'nın temel futbolcularından olan Florenzi; sağ bek, sağ açık ve orta sahanın ortasında forma giyebiliyor. Her bölgede de elinden gelenin en iyisini yapıyor. Oldukça estetik bir stili var. Bunun yanında çabukluğu, futbol zekası, pasları ve asist potansiyeliyle dikkat çekiyor. Bu yıl Roma formasıyla 42 maça çıktı v 8 gol-4 asistlik bir performans sergiledi. Vasat İtalya kadrosunun, turnuvada en çok parlayan ve fark yaratan ismi olacağını düşünüyorum.
17-) Thibaut Courtois - Belçika 
Onun için ne söylense az… Son yıllarda dikkat çeken, tam anlamıyla komple bir kaleci… Çabukluğu, refleksleri, bire birdeki başarısı ve kuvvetli ayaklarıyla dikkat çeken bir kaleci… Geriden oyun kurma konusunda da kendisini geliştiriyor. Bu yılki ortalama performansının sebebi Chelsea'nin rezalet oluşuydu. Maviler ile çıktığı 30 maçta kalesinde 38 gol gördü. Turnuvada, Belçika'nın yükselişinde tuttuklarıyla baş rol oynayabilir.
16-) Gareth Bale - Galler
Real Madrid'in süpersonik yıldızı, milli takımıyla ilk kez böylesine büyük bir turnuvaya katıldığı için ve daha milli takımıyla kanıtlayacağı çok şey olduğu için bu listede… Real Madrid ile bu sezon kariyerinin en verimli yılını geçirdi. Başkent ekibiyle toplam 31 maça çıkarken; 19 gol ve 15 asistlik performansıyla mükemmel bir iş ortaya çıkardı. Galler'in hedef adamı, hem futbolu hem de skora katkı yapmasıyla Galler'i B Grubu'nun sürpriz takımı yapmaya çalışacak.
15-) Julian Weigl - Almanya
Yaz döneminde Bundesliga 2 ekibi 1860 Münih'ten gelerek hiç beklemeden Bundesliga'nın en güçlü ekiplerinden Borussia Dortmund'un orta sahasında banko oynamak… Bu tam da Weigl'lık bir iş… 20 yaşındaki ön libero yüksek özgüveni, pas yeteneği, geriden oyun kurması ve mücadeleci karakteriyle dikkat çekerken 2015-2016 sezonunda Borussia Dortmund formasıyla ışıldadı. Takımıyla tam 51 maça çıkarken; yalnızca 1 asist yapabildi. Dikkat çekici performansıyla Löw tarafından milli takıma davet edildi. Şans verilirse, turnuvadakilere de olgun futbolu ve özgüveniyle kendini hayran bırakacak.
14-) Eric Dier - İngiltere
2011 yılında Sporting Lizbon altyapısından çıkan Eric Dier, burada as takıma kadar yükseldi ve başarılı bir performans ortaya koyarak dev kulüplerin dikkatini çekti. Transfer yarışını Temmuz 2014'te kazanan Tottenham oldu. İngiliz futbolcu, Ada'daki ilk yılında fazla etki gösteremezken; ligde 28 maçta forma giydi toplam 2 gol-2 asist ile oynadı. Teknik direktör Mauro Pochettino ona oldukça güveniyordu, stoper özellikleri ağır basan Dier'i aldı ve 2015-2016 sezonu için orta sahaya ön libero olarak monte etti. 22 yaşındaki İngiliz futbolcu da bu yıl Premier Lig'de mükemmel bir patlama yaptı. Takımı Tottenham uzun süre şampiyonluk yarışı verirken; Dier Tottenham ile toplamda 51 maça çıktı, 4 gol ve 2 asistle oynadı. Bu performansıyla Alli ile iyi bir ikili oluşturdu ve İngiltere milli takımına da seçildi. EURO 2016'da İngiliz taraftarların ve benim, ondan beklentimiz büyük…
13-) Arda Turan - Türkiye
EURO 2008'deki performansıyla dikkat çeken Kaptan, kaldığı yerden devam edecek ve Türkiye'yi yeni başarılara götürmek üzere çaba harcayacak. Barcelona ile umduğu gibi bir sezon geçiremese de milli maç havası her zaman farklıdır ve bunu daha turnuvanın ilk maçında göreceğimizi düşünüyoruz. Teknik direktör Fatih Terim'in saha içindeki gözü, kulağı olacak. Pas yeteneği, oyun görüşü, tekniği ve duran toplardaki becerisiyle milli takımımızda fark yaratan isim olacak. Barcelona'nın gelecek sezon onu takımda tutması haberiyle de iyice morallendi. Barcelona ile bu sezon 25 maça çıktı, 2 gol-4 asistlik bir performans gösterdi.
12-) Kevin De Bruyne - Belçika
Genk altyapısından yetişen ve Belçika futbolunun son yıllarda Hazard ile birlikte yetiştirdiği en önemli yıldızlardan olan Kevin De Bruyne, başarısız Chelsea dönemi sonrası imza attığı Wolfsburg'da kısa sürede çıkışına başladı. 24 yaşındaki Belçikalı ofansif orta saha oyuncusu, serbest oyuncu rolünü başarıyla üstlenirken; gelişmiş liderlik vasıflarıyla da dikkat çekiyor. Oldukça kıvrak, geniş bir oyun görüşüne sahip, çabuk ve tam bir asist makinesi… Manchester City formasıyla bu yıl 45 maça çıktı, 17 gol-16 asist gibi önemli bir performans ortaya koydu. Turnuvada daha fazla sorumluluk almasını ve Eden Hazard'tan daha fazla katkı vermesini bekliyorum.
11-) Nolito - İspanya
Barcelona altyapısından yetişen Nolito, Granada ve Benfica derken oldukça geç patlama yapan isimlerden… 2013 yılında transfer olduğu Celta Vigo ile son 3 senedir mükemmele yakın bir performans ortaya koydu. 29 yaşındaki sol kanat oyuncusu tekniği ve güçlü fiziğinin yanında bitiriciliği ve son vuruşlarıyla da dikkat çekiyor. Bu yıl La Liga'da Celta Vigo formasını 29 kez giydi, 12 gol ve 7 asist ile oynadı. Şampiyonada vasat İspanya kadrosunun formuyla önemli parçalarından biri olacak. Hem asist gem de gol konusunda üst düzey katkı bekliyorum.
10-) Robert Lewandowski - Polonya
Onu anlatmak için aslında sadece "gol" dememiz yeter. Znicz Pruszkow takımında profesyonel olan Lewandowski attığı gollerle Lech Poznan ve Borussia Dortmund derken kısa sürede Bayern Münih'e kadar yükseldi. Dünyanın en teknik, en bitirici ve en estetik forvetlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Son vuruşlar konusunda da oldukça başarılı… Bu sezon Bavyera ekibiyle 51 maça çıkan 27 yaşındaki forvet, 42 gol-7 asistlik muazzam bir performans ortaya koydu. Avrupa Şampiyonası'nda Polonya adına onun performansı hayati öneme sahip…
9-) N'Golo Kante - Fransa 
2014-2015 sezonunda Caen'de gösterdiği performansla Leicester City teknik direktörü Claudio Ranieri'nin radarına takılan N'Golo Kante, kısa süre sonra 2015-2016 sezonu öncesi 9 Milyon Euro bonservis bedeliyle Ada ekibine transfer oldu. Ranieri önderliğinde şampiyon olan takımda yalnızca 1 maç kaçırdı, geri kalan 37 maçta hep ilk 11'deydi. 1 gol ve 4 asistlik performansının yanında hiç cezalı duruma da düşmeyerek takımının dinamosu oldu. Oyunun hem savunma hem hücum yönünü okuyarak Ranieri'nin ellerinde iki yönlü bir orta sahaya dönüştü. Bu performansıyla hem Fransa milli takımında ilk 11'de oynamaya başladı hem de İngiltere'de Yılın 11'ine seçildi. Turnuvada Fransa orta sahasının temel yapı taşlarından olacak
8-) Jamie Vardy - İngiltere
Vardy, 2012 yılında 1.2 Milyon Sterlin karşılığında Leicester City'e transfer oldu. İlk sezonlarında takımda fazla etkili olamazken; kendisinden beklenilen asıl patlamayı 29 yaşına girdiği 2015-2016 sezonunda yapabildi. Takımı Leicester City bu yıl şampiyonluğa koşarken, ileri uçtaki Jamie Vardy buna 24 gol ve 8 asistlik performansıyla katkı vermeyi başardı. Bunun yanında Premier Lig'de üst üste 11 maçta da gol attıve bu formuyla yeni rekorun sahibi oldu. İngiltere milli takımında da ilk kez bu yıl forma giymeye başladı. Şampiyonada ileri uçtaki partneri Kane ile birlikte çok canlar yakabilir.
7-) Zlatan Ibrahimovic - İsveç 
34 yaşındaki forvet, yüksek ihtimalle son turnuvası olduğundan ve PSG ile oldukça formda bir sezon geçirdiği için listemde yer alıyor. Kariyerini anlatmaya tabii ki sayfalar yetmez, geçmişi goller ve başarılarla dolu. Yaptığı savunma sanatını futboluyla birleştirerek ortaya estetik hareketler çıkartıyor. Hava toplarındaki etkisi, fizik gücü ve bitiriciliği de tartışılmaz. Bu yıl Ligue 1'de PSG ile son sezonunu yaşarken yine şampiyonluk kazandı. 2015-2016 sezonunda PSG ile 51 maça çıktı, 50 gol-9 asistlik performansıyla muazzam bir katkı yaptı. Turnuvada İsveç'in en güven duyduğu ve rakipler için en korkulu isim olacak.
6-) Alvaro Morata - İspanya
Real Madrid altyapısında yetişen; başkent ekibinde kalitesini göstermesine rağmen yeterli forma şansını bulamayan Morata, 2014 yazında Juventus'un yolunu tuttu. Burada yıpratıcı Serie A deneyimini yaşayarak futbolunu daha da geliştiren Morata, parlamaya devam etti. Hızı, top kontrolü, fiziği, gelişmekte olan bitiriciliği ve son vuruşlarıyla dikkat çeken bir isim oldu. 23 yaşındaki İspanyol forvet bu yıl Juventus işe şampiyon olurken toplamda 47 maça çıktı, 12 gol attı ve 12 asist yaptı. Şampiyonada İspanya forvetinde tek adam olacak ve artan formuyla Boğalar'ı sırtlamaya çalışacak.
5-) Mario Gomez - Almanya
Uzun ve ciddi sakatlık dönemlerinin ardından Beşiktaş'ta golcülüğünü hatırladı Alman yıldız… Spor Toto Süper Lig'de kaydettiği 26 gol ile Beşiktaş'ın şampiyonluğunda en fazla katkısı olan isimdi. Bu performansıyla Beşiktaş'ın en çok gol atan yabancı futbolcu unvanını eline geçirdi. Şampiyonluk senesinde kaydettiği 26 golle bu yıl "Gol Kralı" oldu. Beşiktaş'taki bu diriliş performansı, ona tekrardan Almanya milli takımının kapılarını açtı. Löw'ün elini güçlendiren Alman forvet, yeterli süreyi bulabilirse bu formuyla gol krallığına bile aday olabilir.
4-) Harry Kane - İngiltere
Tottenham altyapısından yetişen Harry Kane, tecrübe kazanması için yaşadığı kiralık dönemlerin ardından kulübe bir döndü, tam döndü. Son iki yıldır hem futbolunda hem de fiziğinde inanılmaz bir form grafiği yakalayan İngiliz forvet patlama yaptı. Ayaklarının hakimiyeti, güçlü fiziği, sert şutları, pozisyon bilgisi ve bitiriciliği ile öne çıktı. Tottenham ile bu yıl 50 maça çıktı, 28 gol atarken 2 de asist yaptı. Ligde attığı 25 gol, onu Premier Lig'in gol kralı yapmaya yetti. Bu performansıyla İngiltere milli takımında da banko yer almaya başladı. Şampiyonada teknik direktör Roy Hodgson'un elindeki en güçlü silah olacak. 22 yaşındaki futbolcu, bana göre turnuvanın gol krallığına da aday…
3-) Paul Pogba - Fransa
Manchester United altyapısının biz futbolseverlere büyük bir armağanı olan Paul Pogba, Ada ekibinde aradığını bulamayınca kendisine değer veren Juventus'a transfer oldu. Burada özellikle son 3 sezondur gösterdiği evrimle hem Juventus'un en önemli futbolcusu oldu hem de adını tüm dünyaya yazdırdı. Oyun görüşü, tekniği, pas yüzdesi, güçlü fiziği, oyunu iki yönlü oynayışı, dikine oyun anlayışının gelişmesi gibi yönlerle dünyanın en önemli orta saha oyuncularından biri olarak görülüyor. Bu yıl Juventus ile toplam 49 maça çıkarken; 10 gol attı ve 16 asist yaptı. Evlerinde düzenlenen şampiyonada formuyla Fransa'nın kumandanı olmasını bekliyorum. Turnuvaya damga vuracaktır.
2-) Dele Alli - İngiltere
2013 yılında profesyonel olan ve Milton Keynes Dons'un dünya futboluna armağan ettiği Dele Alli, kısa sürede tüm İngiliz scoutların dikkatini çekti. Başarıya ulaşan Tottenham oldu ve 2 yıl içinde Dele Alli ile sözleşme imzaladı. Alli sezonu MK Dons'ta tamamladı. Takımıyla 44 maça çıkarken; 16 gol ve 11 asistle bir orta saha oyuncusu olarak mükemmel bir istatistik yakaladı. Sezon sonunda oldukça özgüvenli bir şekilde Tottenham'a döndü ve 2015-2016 sezonunda teknik direktör Pochettino'nun kadrodaki temel taşlarından oldu. Arjantinli çalıştırıcının elinde daha da kuvvetlenen ve elmas gibi parıldayan Alli, Pochettino faktörü sayesinde oyunun savunma yönünde de kendisini geliştirdi. Bu sezon Tottenham ile 46 maça çıktı, 10 gol-11 asistlik performansıyla dikkat çekti.
1-) Antoine Griezmann - Fransa
Real Sociedad altyapısından çıkan Griezmann, burada gösterdiği performansla Atletico Madrid'in dikkatini çekti ve 2014 yazında teknik direktör Simeone'nin flaş transferi oldu. Başkent ekibinde geçirdiği 2 yıllık sürede, Diego Simeone'nın kanatları altında kendisini oldukça geliştirdi. Hızı, dribblingleri, hızlanma kuvveti, kıvraklığı, bitiriciliği ve tekniğiyle La Liga'daki çoğu futbolcuyu geride bıraktı. Bu yıl Atletico Madrid formasıyla 54 maça çıktı, 32 gol atarken 7 de asist yaptı. Fransa eğer bu şampiyonada mutlu sona ulaşırsa, 25 yaşındaki Fransız'ın katkısı üst düzey olacak. Simeone ile forvette oynamaya da alışan Griezmann'ı sık sık ileri uçta görebiliriz. EURO 2016'nın önemli gol kralı adaylarından…

EURO 2016'ya Damga Vuracak 56 Oyuncu Bölüm I


10 Haziran tarihinde başlayıp 10 Temmuz'da sona erecek futbol şöleni olan 2016 Avrupa Şampiyonası, Fransa'da sahne alacak. Fransa'da bulunmaya hak kazanmış ve şampiyona biletini elde etmiş 24 takım; birbirinden rekabetli, birbirinden heyecanlı ve riskli müsabakalara çıkacaklar. A, B, C, D, E ve F gruplarında takımlar dörderli bir şekilde mücadele edecek. Biliyorsunuz ki bu yıl değişen format gereği takım sayısı 24'e çıkmış ve grup aşamasının bitişi ile çeyrek final arasına bir "Son 16 Turu" eklenmişti.
Her turnuva, futbol açısından görsel bir şölendir. Ve her turnuva, farklı futbol olaylarını tribündeki veya ekran başındaki futbolseverlere taşır. Bu futbol olaylarında, çoğunlukla turnuvaya damga vuran futbolcular baş rol oynarlar. Her Dünya Kupası gibi, her Avrupa Şampiyonası da kendi yıldızlarını ortaya çıkarır. Cristiano Ronaldo, Thomas Müller, Manuel Neuer, Wayne Rooney, Andres Iniesta, Luka Modric, Marek Hamsik, Gianluigi Buffon ve daha birçok en bilindik ismin bu listede olmamasının nedeni, bu tarz isimlerin zaten daha önceki dünya turnuvalarında bir şeyler başarmış ve kendilerini kanıtlamış olması… Listemde tabii ki Zlatan Ibrahimovic, Gareth Bale veya Robert Lewandowski gibi isimler bulunuyor. Bu isimlerin yer almasının nedeni, hepsinin kendi başlığında yer alıyor.
Futbolseverler için tamamen adil bir şekilde EURO 2016'ya damga vurması beklenen 56 yıldızı çıkardım ve analiz ettim. Bu yıldızların içinde gençler olduğu kadar, bazı deneyimli isimler de yer alıyor. Fransa'da yaşayacağımız futbol şöleni ve izleyeceğimiz toplam 51 maç öncesi turnuvada iz bırakabilecek 56 oyuncu karşınızda… Yazının ilk bölümünde, 56-29 sıralamasındaki futbolculara yakından bakacağız.
56-) Ádám Nagy - Macaristan     
Macaristan'ın Ferencváros kulübünde Temmuz 2015 yılında profesyonelolan Adam Nagy, 2015-2016 sezonunda kulübünün formasıyla orta sahada güven verdi. 20 yaşındaki Macar ön libero, genç yaşına rağmen soğukkanlı futbolu ve ayağının yere sağlam basmasıyla olgun bir futbol sergiledi. Takımıyla 29 maça çıkarken; yalnızca 2 asist yapabildi. Hala oyununun hücum yönünün gelişime ihtiyacı var, o da tamamlanınca potansiyelli bir iki yönlü orta saha olabilir. Turnuvada fazla şans bulursa, Macaristan ikinci bölgesine dinamizm katacaktır.
55-) Amir Abrashi - Arnavutluk
Temmuz 2015'te Freiburg scoutlarının peşine düştüğü ve mutlaka takımda görmek istediği Abrashi, Freiburg'a imza atıyordu. 2015-2016 sezonunda Freiburg üst lig hedefi için yola çıkarken; takımın temel taşlarından biri de ön liberodaki Amir Abrashi oldu. 26 yaşındaki orta saha, top tekniğiyle dikkat çekerken soğukkanlılığıyla da arkadaşlarını rahatlatıyor. Freiburg Bundesliga'ya yükselirken; o da ligde 33 maça çıktı 2 gol ve 3 asistlik bir performans sergiledi. Arnavutluk'un A grubundaki yolculuğunda, ilk 11'deki önemli isimlerden olacak.
54-) Karol Linetty - Polonya  
Lech Poznan altyapısından çıkan ve as takıma geçerek profesyonel olan Karol Linnety; kendisinden beklenilen patlamayı bu yıl yaptı. 21 yaşındaki orta saha oyuncusu, sahada iki yönlü oynayışı ve futbol zekasıyla ilk bakışta dikkat çekiyor. Sahanın iki tarafına da yılmadan destek veriyor. Bu yıl Lech Poznan formasıyla 41 maça çıktı; 5 gol ve 9 asist ile oynadı. Bu turnuvada şans bulabilirse, dünya futbolu adına siftahı yapmış olacak. En geç 2-3 sene içerisinde önemli bir Avrupa kulübüne transferini bekliyorum.
53-) Ludwig Augustinsson - İsveç 
Brommapojkarna altyapısında yetişen Augustinsson, kısa sürede kendini Göteborg'da buldu. Burada potansiyelini fazlasıyla gösterdi ve Ocak 2015'te Kopenhag'ın yolunu tuttu. O sezonu ara ara forma şansı bularak tamamlasa da; kendisinden beklenilen çıkışı 2015-2016 sezonunda yaptı ve adını fazlasıyla duyurdu. 22 yaşındaki İsveçli sol bek, hücumu fazlasıyla seven bir isim ve oldukça hızlı… Günümüzdeki modern ofansif bek kavramına fazlasıyla uyuyor. Kopenhag ile bu sezon toplam 39 maça çıktı, 1 gol atarken 12 de asist yaptı. Şanssızlığı önünde Martin Olsson gibi bir tecrübenin olması… Şans bulduğu anda kumaşını gösterecektir.
52-) Borek Dockal - Çek Cumhuriyeti 
Çek Cumhuriyeti'nin son yıllarda en çok heyecanlandıran yeteneğini sorduğunuzda; herhalde çoğu kişi Krejcl veya Dockal'ı gösterir. Slavia Prag takımının dünya futboluna kazandırdığı Dockal, potansiyelini aslında çok geç gösterdi. Geçirdiği kiralık dönemlerin ardından kendini Rosenborg'ta buldu. Adından burada söz ettirdi ve 2013 yılından beri koşturduğu Sparta Prag'da zirve yaptı. Vrba yönetiminde yeniden yapılanan milli takımın da önemli parçalarından oldu. 27 yaşındaki Çek, orta sahanın kanatlarında görev yapabiliyor. Hızı, şutları ve dribblingleriyle dikkat çekiyor. Bu yıl Sparta Prag formasını 45 kez terletti, 13 gol ve 13 asist gibi etkileyici bir performans ortaya koydu.Turnuvada Çeklerin sağ açığı O'na emanet…
51-) Ondrej Duda - Slovakya  
Kosice takımının futbol dünyasına kazandırdığı ve yeteneğini 2014 yılında Legia Varşova'nın gördüğü Duda, Polonya Ekstraklasa'da hem mental hem de fiziksel olarak gelişme imkanı buldu. Football Manager sevdalılarının da yakından tanıdığı bir isim olan 21 yaşındaki orta saha, iki yönlü bir oyuncu olsa da hücum konusunda daha etkili.. Bu sezon Legia Varşova ile toplam 43 maça çıktı, 5 gol ve 9 asist ile oynadı. Yeterli süre alırsa, Slovakya adına işleri farklılaştırabilecek bir isim…
50-) Patrick McNair - Kuzey İrlanda
Manchester United altyapısından çıkan McNair, zaman zaman as takımda kendisini gösterebilse de; daha çok rezerv takımda forma giyen bir isim… Asıl görev yeri stoper olan 21 yaşındaki Kuzey İrlandalı, milli takımda ise daha farklı bir şekilde ön liberoda değerlendiriyor. Milli takım hocası Michael O'Neill, onu ön liberoda bir kesici gibi oynatarak daha tehlikeli bir futbolcu haline getirdi. Bu turnuvada da onu ön liberoda bekliyorum. Bu yıl Premier Lig'de Manchester United formasını yalnızca 8 kez giyebilirken; toplamda 310 dakika sahadaydı.
49-) Seamus Coleman - İrlanda   
Sligo Rovers takımında parlayan ve 2009'da Everton'un yolunu tutan Coleman, o tarihten bu yana sergilediği başarılı performansıyla Everton ilk 11'inin çoğunlukla değişmez isimlerinden oldu. Bu yıl takımı Everton Premier Lig'de kötü bir sezon geçirse de; 27 yaşındaki İrlandalı, elinden gelen gayreti gösterdi. Takımıyla 34 maça çıkan Coleman, 1 gol-3 asistlik bir performans sergiledi. Sağ ayağını iyi kullanan ve hücuma çıkmayı seven Coleman, İrlanda kadrosunun en tehlikeli isimlerinden biri olabilir.
48-) Gylfi Sigurdsson - İzlanda   
İzlanda futbolunun son dönemlerde yetiştirdiği en büyük yetenek olan Sigurdsson, milli takım düzeyinde de takımını sırtlamaya devam ediyor. Turnuvada takımı adına en tehlikeli isim olacak. Premier Lig'de Tottenham formasıyla beklenen değeri fazla göremezken; 2014'te transfer olduğu Swansea'de vites arttırdı. Son yıllarda Premier Lig'de yer alan en tehlikeli iki yönlü oyunculardan biri olarak görülen Sigurdsson, bu sezon Swansea ile 37 maça çıktı. 11 gol ve 2 asist ile oynayan 26 yaşındaki orta saha, bu turnuvada İzlanda'nın en önemli silahı olacak.
47-) Oleg Shatov - Rusya 
Önce Slutsky yönetiminde yeniden yapılanan Rusya kadrosunun önemli isimlerinden biri olmak, ardından da Zenit'te geçirilen oldukça verimli bir sezon… Shatov'un eksik ve güçsüz Rusya kadrosunda kendisini göstermesi için tüm şartlar uygun… Dzagoev'in sakatlığı sonrası kadroda yer almamasıyla önü açıldı. 25 yaşındaki orta saha, oyununun hücum yönünü geliştirmesiyle ve daha çok golü düşünmesiyle etkili bir isme dönüştü. Bu yıl Zenit ile 37 maça çıktı, 10 gol atarken 14 de asist yaptı. Turnuvada Rusya'nın en yaratıcı ismi olacak.
46-) Marcel Sabitzer - Avusturya 
Etkili sağ ayağı, hızı, tekniği ve şutlarıyla dikkat çeken bir isim olan Marcel Sabitzer, Avusturya futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en yetenekli futbolcular arasında yer alıyor. Bu yıl RB Leipzig ile 32 maça çıktı, 8 gol atarken 5 asist yaptı. Teknik direktör Koller, Sabitzer'i daha çok yedek ve sonradan oyunu değiştirebilecek bir isim olarak görse de; Sabitzer, yeterli şansı bulabilirse, takımını bir üst tura sırtlayabilir.
45-) Ricardo Rodriguez - İsviçre   
İsviçre futbolunun en önemli sol beki olarak görülen Rodriguez, adı mutlaka her yaz döneminde transfer dedikodusuna karışan isimlerden… Ofansif bek oynamayı seven İsviçreli sol bek, etkili bir sol ayağa sahip… Hücumda ortalarıyla etkili olurken; hızıyla da dikkat çekiyor. 2015-2016 sezonunda takımı Wolfsburg'un kötü gidişinden o da etkilendi. Takımıyla 33 maça çıktı, 3 gol ve 4 asistle oynadı.
44-) Marko Pjaca - Hırvatistan  
21 yaşındaki Hırvat kanat oyuncusu hızı, çabukluğu, dribblingleri, tekniği ve bitiriciliğiyle hem kulüp hem de milli takım bazında önemli bir isim olmaya aday… Asıl yeri sol kanat olmasına rağmen; sağ kanat ve hatta forvette de görev yapabiliyor. Ancak sol açıkta rüzgar gibi olduğunu söylemeliyim. Son 2 yılda gösterdiği gelişimle, yeniden yapılanan Hırvatistan milli takımına yükseldi. İspanya bilinmez; ancak Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti'ne karşı kanatlardan içe kat ederek tehlike yaratabilir. Bu sezon Dinamo Zagreb formasıyla 40 maça çıktı. 12 gol atan Hırvat futbolcu, 6 da asist yaptı.
43-) Nicolae Stanciu - Romanya   
Vaslui tarafından dünya futboluna hediye edilen ve 2013 yılında geldiği Steau Bükreş'te can yakıcı bir 10 numaraya dönüşen Stanciu; gol yollarında Romanya'nın dümeninde olacak. Geniş bir oyun görüşüne sahip, nokta paslar atmayı seviyor. Fiziği daha da kuvvetli olsa, ayakları yere sağlam basan bir futbolcu olarak daha tehlikeli olabilir. Romanya milli takımı, gruptan çıkmak adına onun becerilerine güveniyor. Duran toplarda da etkili bir isim… Bu yıl takımıyla 34 maça çıkarken; 14 gol ve 11 asistlik performansıyla dikkat çekti.
42-) Piotr Zielinski - Polonya  
Udinese'nin keşfi olan Zielinski, burada pek dikiş tutturamayınca soluğu Empoli'de aldı. Geçtiğimiz yıl yapacağı çıkıştan ipuçları veren bir performans sergiledi. 2015-2016 sezonunda ise Empoli bir orta sıra takımı olurken; Zielinski ise yükselen formuyla dikkat çekti. Takımıyla 35 maça çıkarken; 5 gol attı ve 6 asist yaptı. 22 yaşındaki orta saha, yaşından çok olgun bir futbol oynuyor. Ayaklarına fazlasıyla hakim ve pas yüzdesi de oldukça yüksek… Polonya milli takımının Avrupa macerasında orta sahanın en güvenilen isimlerinden olacak.
41-) Marcus Rashford - İngiltere  
Sezon ortasında Manchester United hücum hattında sıkıntılar yaşarken; Rashford sahneye çıktı. Her gittiği takımda gençlere verdiği değerle dikkat çeken Louis Van Gaal'in yeni elmasıydı. Çıktığı ilk maçında Avrupa Ligi'nde attığı 2 golle tüm ışıkları üzerine çekti 18 yaşındaki bu genç forvet… Ardından Premier Lig'deki ilk maçında da gole ulaştı ve ligde gol atan en genç isimlerden biri olmayı başardı. Kırmızı Şeytanların formasıyla bu yıl toplam 14 maça çıkan Rashford, 7 gol ve 2 asistlik performansıyla göz kamaştırdı. İngiltere milli takımında yedekte forma şansı bekleyecek.
40-) Cenk Tosun - Türkiye 
Cenk Tosun, 2015-2016 sezonunda Avrupa'nın önemli futbolcularını geride bıraktı ve oyuna sonradan girip en çok katkı veren futbolcu olarak zirvede yer aldı. Genç forvet, sonradan oyuna dahil olduğu maçlarda 5 gol atıp 4 de asist yaparak Beşiktaş'a hayat veren isim oldu. Şenol Güneş etkisiyle futbolunu geliştirdi. Bunun yanında yedek kalmayarak bulduğu şansı hep iyi değerlendirdi. Böylelikle milli takıma kadar yükseldi. EURO 2016'da gole en yakın ismimiz olacak, bitiriciliği ve başarıya olan açlığıyla mutlaka katkı verecektir.
39-) Ante Coric - Hırvatistan  
Football Manager tutkunlarının fazlasıyla yakından bildiği bir isim Coric… Hırvatistan milli takımındaki gençleşme çalışmalarıyla milli takımda erken yaşta forma şansı bulmaya başladı. 19 yaşındaki orta saha, takımı Dinamo Zagreb ile ilk profesyonel yılını tam anlamıyla 2015-2016 sezonuyla yaşadı. Tekniği, futbol zekası, oyun görüşü ve pas yeteneğiyle dikkat çeken genç futbolcu, bu sezon Dinamo Zagreb ile 41 maça çıktı. 5 gol ve 6 asistlik performansıyla gelecek adına ümit verdi. Hırvatistan milli takımında şans bulursa, onları ileri taşıyan sürpriz isimlerden olabilir.
38-) Aleksandar Dragovic - Avusturya
25 yaşındaki Avusturyalı stoper, çift ayaklı olmasıyla savunmada hamle gücünü arttıran isimlerden… Bunun yanında adam adama markajı çok iyi uyguladığı gibi, hava toplarında da etkili… Sakatlıklar ve sonrasında formsuz bir dönemin ardından bu sezon Dinamo Kiev formasıyla sadece 30 maça çıkabildi, 1 gol atarken 1 de asist yaptı. Turnuvada Avusturya'nın savunma sigortası olacak.
37-) Yannick Carrasco - Belçika 
Monaco altyapısından çıkarak profesyonel olan futbolcu, Monaco as takımında gösterdiği performansla Simeone'nin Atletico Madrid'inin dikkatini çekti. 2015 yılında İspanyol ekibine transfer olan Carrasco, 2015-2016 sezonunda daha çok Simeone'nin oyun sıkıştığında güvendiği isimlerden oldu. Belçikalı genç kanat oyuncusu, La Liga'da da hızı ve yaratıcılığıyla etkili oldu. Turnuvada Belçika'nın yedekten gelen itici gücü olacak ve farkını ortaya koyacaktır.
36-) Breel Embolo - İsviçre
Kamerun asıllı İsviçreli futbolcu, Basel'in tüm alt yaş gruplarında forma giydikten sonra 2014 yılında profesyonel oldu ve as takıma yükseldi. 2 yıldır Basel ile dikkat çekici bir performans ortaya koyarken; İngiltere ve Almanya'nın dev kulüplerinin transfer radarına girdi. Güçlü fiziği, bitiriciliği, son vuruşları ve tekniğiyle dikkat çeken 19 yaşındaki forvet, yakın gelecekte dünyanın en iyi forvetlerinden biri olmaya aday… İsviçre'nin hamle oyuncusu olacak ve skora katkıda bulunmaya çalışacak.
35-) Jonathan Tah - Almanya
Hazırlık maçları döneminin ardından kadrodan çıkarılan; ancak sonrasında genç stoper Rüdiger'in ardından kadroya tekrar çağrılan genç bir isim Jonathan Tah… Hamburg'ta profesyonel olduktan sonra hep yukarıya giden bir performans ortaya koyan Tah, 2015'te Leverkusen'e transfer oldu. 20 yaşındaki Fildişi asıllı Alman stoper; hızlı ayakları, çabukluğu, kademe bilgisi ve gelişmekte olan geriden oyun kurma yetisiyle dikkat çekiyor. Şans ona geldiğinde, sırıtmayacaktır.
34-) Andriy Yarmolenko - Ukrayna 
2008 yılında Dinamo Kiev altyapısından çıkarak profesyonel olan Andriy Yarmolenko, o günden bugüne çok yol kat etti. 26 yaşındaki Ukraynalı kanat oyuncusu, Dinamo Kiev'in hedef oyuncusu olma görevini sürdürüyor ve her sezon üzerine koyuyor. Dribblingleri, hızlanması, ayaklarını yere sağlam basışı, şut yeteneği ve bir kanat oyuncusuna göre oldukça gelişmiş bitiriciliğiyle dikkat çekiyor. Bu yıl Dinamo Kiev formasıyla 34 maça çıkan Yarmolenko, 19 gol atarken 13 de asist yaptı. Bu turnuvada Ukrayna'nın en güvendiği isim olacak.
33-) Federico Bernardeschi - İtalya
Normal şartlarda 20'lerinin başında genç bir futbolcunun Serie A takımlarında sürekli şans bulması zordur. Bernardeschi genlerindeki yetenekle bunu başardı. 22 yaşındaki sağ kanat oyuncusu, Fiorentina altyapısından yetişti ve orta sahanın sağında görev yapıyor. Bunun yanında forvette de oynayabiliyor. Çabukluğu, hızlanması, estetik hamleleri, tekniği ve son vuruşlarıyla yakın gelecekte klas bir futbolcu olacağını vaat ediyor. Bu yıl Fiorentina formasını 40 kez giydi, 6 gol atarken 6 asist yaptı. İtalya teknik direktörü Antonio Conte, onu hiç düşünmeden milli takıma çağırdı. Oyunun sıkıştığı anlarda, İtalya'nın itici gücü olacak.
32-) Renato Sanches - Portekiz
Turnuvanın en genç futbolcularından biri olarak dikkat çeken Renato Sanches, orta sahada görev yapıyor. Henüz Aralık 2015'te Benfica altyapısından as takıma çıkarak profesyonel oldu. 2015-2016 sezonunda yıldızı oldukça parladı. Bu parlamaya kayıtsız kalamayan Bayern Münih, onu 35 Milyon Euro karşılığında transfer etti. Portekiz milli takımının tüm alt yaş gruplarında da forma giyen 18 yaşındaki Portekizli, sağ ayağına fazlasıyla hakim… Oyunu çift yönlü oynuyor ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle dikkat çekiyor. Bu turnuvada, Portekiz'e ikinci bölgede aranılan yaratıcılığı getirebilir.
31-) Anthony Martial - Fransa
Fransa'nın köklü altyapılarından Lyon takımında pişen, ancak fazla şans bulamayarak Monaco'nun yolunu tutan Martial, henüz genç yaşında futbolunu Monaco'da olgunlaştırdı. Dikkat çekici performansı, onu 2015 Eylül'ünde Manchester United'a kadar götürdü. 20 yaşındaki Fransız futbolcunun asıl görev yeri forvet; fakat kanatlarda da görev yapabiliyor. Özgüveni, bitiriciliği, güçlü fiziği ve tekniğiyle fark yaratıyor. Manchester United ile bu sezon 56 maça çıkarken 18 gol attı ve 9 asist yaptı. Bu sadece daha başlangıç, turnuvada teknik direktör Deschamps'ın en güvendiği isimlerden olacak.
30-) Kingsley Coman - Fransa
PSG altyapısından yetişen ve Juventus'un yolunu tutan Coman, kiralık olarak gittiği Bayern Münih'te Pep Guardiola'nın kanatları altında futbolunu geliştirdi ve kuvvetlendi. 19 yaşındaki Fransız futbolcu, orta sahanın her bölgesinde görev yapabildiği gibi forvette de oynayabiliyor. Kıvrak hareketleri, hızı, tekniği onun artıları… Fizik olarak biraz daha güçlenmesi gerekiyor. Bayern Münih ile bu yıl 36 maça çıktı, 6 gol atarken 12 asist yaptı. Deschamps'ın elindeki mükemmel kadroda, önemli hamle oyuncularından biri olarak görülüyor.
29-) Mateo Kovacic - Hırvatistan

Dinamo Zagreb altyapısında yetişen ve Inter'de yaptığı patlamayla Hırvatistan milli takımının değişmezlerinden olan Kovacic, geçtiğimiz yaz Real Madrid'e transfer olmuştu. 22 yaşındaki Hırvat orta saha, oyunu çift yönlü oynayabiliyor; ancak defansif bölümde daha etkili… Komple bir futbolcu olduğu için biraz daha hücumu düşünmesi, asist veya gollere katkı vermesi gerekiyor. Real Madrid ile bu sezon 34 maça çıktı, 1 gol attı ve 2 asist yaptı. Kovacic'i ekürisi Luka Modric ile birlikte turnuvada Hırvatistan'ı sırtlayacak isim olarak görüyorum.