Özellikle son 5 yılda gösterdiği atılım
ve pazarlama yöntemleriyle dikkat çeken Major League Soccer, ya da bildiğimiz
adıyla MLS, Amerikan futbol liginin adı… Ancak Amerika'ya has olan o oyun
algılanmasın, MLS bildiğimiz futbolu içeriyor. Son 5 yıllık gösterdiği atılımla
MLS, NBA ve beyzbolun ardından Amerika'da en çok yayın gelirine sahip spor
turnuvası oldu. İyi bir pazarlamayla bu noktaya yükselirlerken; çoğu kişinin
NBA ve beyzbol kadar MLS'i de takip etmesini sağladılar. MLS büyümeye devam
ederken; çıkış noktasında yaratılan pazarlama çalışmalarından biri de
transferlerdi. Son yıllarda David Beckham'la başlayan ve Sebastian Giovinco,
David Villa, Didier Drogba, Frank Lampard, Kaka, Steven Gerrard'la devam eden
transfer furyasıyla MLS'e olan ilgi arttı. "Soccer" denen futbol
olgusu, Amerika kıtasında yeni yeni tam anlamıyla otururken; çoğu zaman birbirinden
gollü ve çok pozisyonlu maçlara şahir olduk. Bu gollü maçların başyazarları ise
genellikle forvetlerdi.
David Villa ve Didier Drogba gibi
isimlerin kariyerleri ve attıkları goller ortada… Ancak Major League Soccer'da
birçok iyi santrfor bulunuyor. Avrupa'nın zor ve dirençli liglerine göre MLS
tarafında daha heyecanlı, bol pozisyonlu, bol hatalı ve bol gollü maçlar
görüyoruz. Yani forvetler için oldukça elverişli bir ortam yaratılıyor. David
Villa ve Drogba tecrübeleri, Patrick Mullins de daha olmamış haliyle listeye
giremezken; MLS'te takımını sırtlayan pek çok forvet bulunuyor. İlk sıramızda
Toronto efsanesi Giovinco'ya yer vermemek haksızlık olacaktır.
Sebastian
Giovinco - Toronto FC
Juventus altyapısından yetişen ve değeri
bir türlü bilinmeyerek sürekli Zebralar tarafından kiralanan Giovinco, Parma
serüveni dönüşü İtalyan ekibiyle yeni bir yolculuğa başlamıştı. Giovinco,
yaklaşık 3 yıllık sürede Juventus ile istediği süreleri bulamazken; Şubat
2015'te dümeni tamamen terse çevirdi ve bedelsiz olarak MLS ekibi Toronto'nun
yolunu tuttu. 29 yaşındaki forvet, Amerika futbolunda adeta kendini bulurken;
yeniden doğdu. Daha çok ofansif orta saha ve forvetin sol açığında görev
yaparken; Kanada ekibinde merkez forvet oynamayı öğrendi ve patlama böyle geldi.
MLS macerasında merkez forvete devşirilen Giovinco, Toronto formasını giydiği
64 resmi maçta 40 gol ve 27 asistlik muazzam bir performans gösterdi. Kanada
ekibinin bayrak adamı olurken; tüm hücumlarda ya başlatan ya bitirendi. İtalyan
forvet, bu yıl 26 haftası geride kalan MLS'te 16 gol 13 asist gibi yine
insanüstü bir futbol ortaya koydu. Tüm bu formuna rağmen; İtalya milli
takımında bir türlü değerlendirilmemesini de hep birlikte ayıplamamız
gerekiyor.
Cyle
Larin - Orlando City
21 yaşındaki santrfor güç, yetenek,
bitiricilik, dayanıklılık gibi sonuç belirleyen tüm özelliklerde muhteşem bir
forvet kombinasyonuna sahip… Ocak 2015'te Orlando City'nin Uconn Huskies
takımından draft ettiği Cyle Larin, daha 1 yılı doldurmadan elde ettiği ilk 11
şansıyla komple bir forvete dönüştü. Kaka gibi bir dünya yıldızından da çok şey
öğrenen ve Brezilyalı'nın ritmi doğrultusunda kendini geliştirmeye devam eden
Larin, şu an MLS'in en çok konuşulan futbolcusu… Orlando City formasıyla
toplamda 54 maça çıkarken 31 gol ve 5 asist ile oynadı. 2016-2017 sezonunda ise
kaydettiği 13 gol ve 4 asistle takımı Orlando'yu play-off sıralamasına sokma
yarışı veriyor. Yaz transfer döneminde adı Portekiz ekipleriyle anılmaya
başlandı, çok yakında ona ilgili kulüplerin sayısı artacak. MLS'in 2016-2017
yılında özellikle güç ve dayanıklılık konusunda kendini çok geliştiren Cyle
Larin; bence artık hazır ve MLS'in kendisini Avrupa'ya en büyük pazarlama ürünü
olarak sunmasını bekliyor.
Kei
Kamara - New England Revolution
32 yaşındaki Sierra Leone'li santrfor, futbol
kariyerinin başlangıcında istediği verimi yakalayamazken; kariyerinin ikinci
baharında MLS'te tadını çıkarıyor. Columbus tarafından takas yoluyla 2006'da
kadroya katılan Kamara; Houston, Kansas, Norwich ve Middlesbrough gibi
denemelerinde dikiş tutturamadı. Ancak Ekim 2014'te tekrar ilk kulübü Columbus
Crew'e imza attığında; ibre tersine döndü. Columbus formasıyla 82 resmi maçta
36 gol atarken; 7 de asist yaptı. Columbus'un hedef adamı olarak rolünü
başarıyla sergilemesinin ardından; bizim için şok bir kararla 3 ay önce New
England Revolution'a transfer oldu. 32 yaşındaki emektar bitirici, New
England'da kendisi üzerine bir sistem kurulmamasına rağmen şu ana kadar 20 maça
çıktı, 6 gol ve 2 asist ile oynadı.
Bradley
Wright-Phillips - New York Red Bulls
Kariyerine Manchester City altyapısından
başlayan Wright-Phillips'in sonrasında sırasıyla Southampton, Plymouth,
Brentford ve Charlton Athletic gibi düşüşte bir kariyeri oldu. İngiltere'nin alt
liglerinde attığı gollerle kendini gösteren ancak bir türlü destek bulamayan
İngiliz forvet, aradığı desteği MLS'te buldu ve 2013 Temmuzunda New York Red
Bulls'a transfer oldu. Havası ve suyuyla New York'un kendisine iyi geldiği 31
yaşındaki hücumcu, golleriyle de takımına muazzam bir katkı yaptı. New York
formasıyla 108 resmi maça çıkan Wright-Phillips, 63 gol ve 13 asistlik
performansıyla göz kamaştırdı. Major League Soccer'in 2016-2017 sezonunda New
York play-off savaşı verirken; İngiliz futbolcu 28 maçta 17 gol ve 4 asistle
katkıda bulundu.
Charles
J. Sapong - Philadelphia Union
2011 yılında Kansas'ın draft ettiği
Sapong, Orlando City'le başarısız bir kiralık döneminin ve Kansas ile
bitiricilikten yoksun günlerin ardından komple forvet tanımına Philadelphia'da ulaştı. Aralık 2014'te takas
yoluyla Philadelphia Union'a katılan Gana asıllı Amerikalı, takımda sistemin as
parçalarından olarak çok yol kat etti. Özellikle teknik direktörü Jim Curtin bu
yıl ona daha fazla sorumluluk verirken; 27 yaşındaki forvet 24 maçta 7 gol ve 3
asistle oynadı. Philadelphia formasını toplam 56 resmi maçta sırtına
geçirirken, 16 gol-6 asistlik bir performans gösterdi.
Fanendo
Adi - Portland Timbers
Trencin'de profesyonel olarak futbol
yaşamına başlayan Adi, kısa süre sonra kendini Ukrayna'da Metalurg Donetsk'te
buldu. Ukrayna yaşamına alışamayınca serbest bırakılan Nijeryalı golcü, bir yıl
sonra evi Trencin'e tekrar döndü. Bu dönüşünde attığı gollerle dikkat çekerken;
2013 yazında kendisini Kopenhag'da buldu. Kopenhag'da da pek dikiş tutturamadı,
şansı ise kiralandığı MLS ekibi Portland Timbers'ta döndü. Timbers, kiralamanın
ardından sonraki yıl için onu transfer etti. Kısa sürede gücü ve hızıyla
takımın önemli bir dişlisi haline gelen Adi, MLS ekibiyle çıktığı 98 maçta 42
gol attı ve 8 asist yaptı. Portland T,mbers bu sezon play-off rekabetinin
içinde yer alırken; 25 yaşındaki Nijeryalı forvet, 26 maçta attığı 13 golle
takımına katkı verdi.
Dom
(Dominic) Dwyer - Sporting Kansas City
2010'da USF bünyesine katılan ve burada
attığı gollerle kendisini ispatlayan genç Dwyer, 2 yıl sonra Kansas tarafından
draft edildi. İlk zamanlarında fazla dikkat çekemeyen İngiliz golcü, 2013
yılında kısa bir süreliğine Orlando City'e kiralandı. Burada 15 maçta forma
giydi ve 19 gol-2 asistlik performansıyla beğeni kazandı. Kiradaki bu
golleriyle saygınlık kazandı ve Kansas'a dönüşünden bugüne takımın önemli
isimlerinden biri oldu. Kansas MLS'in 2016 sezonunda play-off basamağını
korumaya çalışırken; Dwyer, 27 maçta 12 gol ve 2 asistiyle katkı veriyor. 26
yaşındaki İngiliz, Kansas formasıyla 132 resmi maça çıktı, 58 gol ve 11 asistle
oynadı.
Will
Bruin - Houston Dynamo
2011 yılında Indiana Hoosier takımından
draft edilen Will Bruin, 5 yıldır devam eden Houston kariyerinde inişli-çıkışlı
zamanlar geçirdi. Bu tutarsızlıkta teknik direktörlerin seçimleri de rol
oynarken; Bruin, çoğunlukla formda olduğu zamanlar yedek kaldığı ya da 2 gol
attığı bir maçın ertesinde ilk 11'de yer almadığı dönemler geçirdi. İyi bir
bitiriciliğe sahip olan ve bunu zekasıyla birleştiren Bruin, çoğu zaman Houston
sıkıntılı zamanlar geçirirken imdada yetişen isimdi. Bu yıl MLS'te oldukça kötü
bir sezon geçiren Houston'da çoğunlukla yedekten oyuna girmek üzere 23 maça
çıktı, 4 gol ve 2 asistle oynadı. Houston Dynamo formasıyla toplamda 191 resmi
maça çıktı, 57 gol ve 22 asistlik bir performans gösterdi.